Diyarbakır izlenimlerimizin üçüncü istasyonundayız. Bu kadim şehri keşfetmeye, tanımaya ve edindiğimiz bilgileri dostlarımızla paylaşmaya devam ediyoruz.
Urfa Kapı civarındayız. Urfa Kapısı, Diyarbakır’a girişi sağlayan en önemli dört kapıdan biridir. Geçmişte Şanlıurfa tarafına gidenler veya o taraftan dönenler bu kapıyı kullanırdı. Civarda geçmişte olduğu gibi günümüzde de ticari hayat pek canlı. Çok sayıda seyyar satıcı ve çerçi, görüyoruz. Özellikle yaz mevsiminde daha ziyade tarım ürünleri satılır. Karpuzun bu coğrafyadaki yeri ayrıdır. Karpuz, ekmek ve beyaz peynir Diyarbakırlıların için yaz mevsimin vazgeçilmezidir. Allah’ın hikmeti en kurak coğrafyada en sulu ve tatlı meyve yetişir. Bunun yanında çerezciler, zerzavatçılar, seyyar elbiseciler ve elle çekilen tekerlekli oyuncak arabacılar vardır.
Akşam saatlerinde Urfa Kapı civarının yoğunluğuna şahit oluyoruz. Yuvarlak kemerli kapıdan araçlar geçerken, dikdörtgen kemerli kapıdan da yayalar geçiyor. Surlar ve civarının park yeri olmasından dolayı insanlar dinlenmek için buraları tercih eder. Surlar ve çevresi şehrin en serin yerleridir. Bu civardaki surların bazı kısımlarında düzenlemeler yapılmıştır. Yapılan çalışmalar daha da detaylandırılıp artırılabilir. Surların tümüyle turizme kazandırılması, şehrin tanıtımı açısından çok faydalı olacaktır diye düşünüyoruz. Surların çevresi her yönüyle Diyarbakır’daki gezilecek en cazip yerlerin başında gelir.
Devamı: https://www.milligazete.com.tr/makale/4581131/adnan-oksuz/bu-lanet-kime
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.