Mezar taşı yazılarında neler var?
İslam Medeniyeti'nin önemli şahsiyetlerinin de medfun olduğu mezarlıkla ilgili bilgilerin yer aldığı kitabın en dikkat çekici bölümü, İstanbul halkının ölüm
karşısındaki duygularının yer aldığı bölüm. Burayı okuyunca, hayatın anlamına ve faniliğine dair sahih bilgileri en derin tecrübelerden bir kez daha öğrendiğini hissediyor insan. 1933’ten beri vakit buldukça mezar taşlarını okuyan Süheyl Ünver’in, Karacaahmet’te ve muhtelif mezarlıklarda kayıt altına aldığı mezar taşı yazılarının bir kaçı şöyle:
Dûçâr olmuştu bir emrâza eyvah olmadı çare
Olur mu mevte çare eylesek bin kerre vâveyla.
(Dûçâr olduğu hastalığın çaresi bulunamamış.
O halde vâveylaların ölüme çaresi yoktur.)
…
Ziyaretten murad heman duadır
Bugün bana ise yarın sanadır.
…
Bu fânîde bulamadım hiç rahatı
İhtiyar ettim anın için rıhleti.
…
Hastalandım bulmadım derdime derman
Yok bu dünyanın vefası kanı (hani) Süleyman.
…
Bu cihan bağına geldim bir mürüvvet göremedim
Derdime derman aradım bir ilacın bulmadım.
…
Ah ne yazık oldu bana gençliğime doymadım
Çaresiz bir derde düştüm çaresini bulmadım
Yaktı bitirdi vücudum şehrini kahr ile
Gül gibi soldum cihandan ne olduğumu bilmedim.
…
Ey felek kaddin bükülsün nâmurad ettin beni
Bir murada ermiş iken târumâr ettin beni
…
Daha pek genç iken bîçare düştü bîdeva derde
Ciğerler parçalandı çehre soldu tülhükam oldu
…
Ah kim âlem içre ben de şâdân olmadım
Çaresiz derde esir oldum def’a imkân bulmadım
Geçti ömrüm görmedim sıhhat yüzün
Bir misafir gibi geldim ben de mihmân olmadım
…
Bulmayıp derdine şifa bu civan
Hamlini vaz’ eyleyip heman gitti
…
Niyazım budur benim Bari Hüda’dan
Unutmasın dostlar beni duadan
…
Ne yaptım ben sana ey zalim felek âh
Bana göstermedin rûy-i cihanı
Henüz açılmadık bir gonca iken
Perişan oldu halim nâgehânı
…
Ferman etti Hüda
Fânîye hacet kalmadı
İçtim ecel şerbetini
Lokman’a hacet kalmadı
Hep yârelerim iyi oldu
Cerraha hacet kalmadı
Yapıldı cennet sarayın
Mimara hacet kalmadı
Vefat sebepleri de yazıyor
Mezar taşı yazılarını duygularına göre sınıflandıran Ünver, “ince duygulu mezar taşları kitabeleri”, “hastaların tedavisiyle meşgul hekimlerden bahis mezar taşları” ve “şairlerin kabristanlar hakkındaki duyguları” gibi birkaç alt başlık oluşturmuş. Mezar taşlarına yazılan vefat sebeplerinden bazıları da şöyle: “Tâûn (asıl veba). Derd-i hunnâk (kuş palazı). Veba (sârî hastalıklar). Derd-i bî-aman, çaresiz dert (veba ve kanser). Türlü emrâz (müzmin hastalıkların arazı). Renc-i bîmârî (delilik). Ciğerler parçalandı (verem). Şehid. Kalp hastalığı. Aşk. Muradına ermeyen (evlenememiş kız ve erkekler). Garip ölenler (vatanlarından uzak vilayet mezarlıklarında).”
Darb-ı meseller üzerinde düşünmeye değer
Mezar taşı kitabelerinde rastladığı ölüm hakkındaki darb-ı meselleri de halkın ölüm karşısındaki hislerine misal gösteren Ünver, bunların, üzerinde çok düşünmeğe değer olduğunu söylüyor.
Darb-ı mesellerden bazılarını şöyle derlemiş Süheyl Ünver:
- Ölümü görmeyince hastalığa mum olmaz.
- Ölümü gören hastalığa razı olur.
- Ölüme tükürtürüm, yüzüme tükürtmem.
- Eden bulur, inleyen ölür.
- Mezar taşıyla iftihar olunmaz.
- Ayıbını topraklar örtsün.
- Ölenle ölünmez.
- Öleceğim diyen ölmez, onurup yürüyen ölür.
- Ölüye ağlamaz, diriye gülmez.
- Ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane.
- Ölmüş ile ölünmez.
- Borçlu ölmez, benzi sararır.
- Biri ölmeyince, diğeri gün görmez.
- Öküz öldü, ortaklık ayrıldı.
- Tende biten, teneşirde gider.
- Can çıkar, huy çıkmaz.
- Çıkmayan canda umut var.
- Ne ölüye ağlar, ne diriye güler.
“Ruh vardır ve ebedidir”
Mezar taşlarının bizimle konuşmaya devam ettiğini hatırlatan Süheyl Ünver, derlemesinin sonunda ise İstanbullunun ölümden ne anladığını şöyle özetliyor: “İstanbul’da yaşayan halk ölülerin uykuda olduklarına, yeniden hayata gelinceye kadar uyuyup sonra dirileceklerine kâildir. Halkın felsefesinde ölmekle artık ebediyen yok olmak telakkisi yer bulmamıştır. Halkın bu düşüncesi bugünkü felsefe cereyanlarının bazen menfi yollar takip etmesine güzel bir cevaptır. Halkça ruh vardır ve ebedîdir. İnsanlar mutlaka ölüm geçidinden geçecektir. Lâkin ademe, yok olmağa değil, ruh âlemine.”
Cemile Sultanmurat yazdı
www.dunyabizim.com































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.