• İstanbul 16 °C
  • Ankara 14 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 15 °C
  • Sakarya 16 °C
  • Şanlıurfa 21 °C
  • Trabzon 15 °C
  • Gaziantep 16 °C
  • Bolu 13 °C
  • Bursa 17 °C

Evlerimiz ezan sesiyle dolsun, göklerimiz ezan sesiyle çınlasın

Ahmet Doğan İLBEY

Ezan, günde beş vakit îmanımızı tazeleyen semavî bir ses. Allah ve Resûlüne beş vakit icabetin sesi bu...

 Âlimanın sözüyle “Ezan sözlerin en temiz olanı ve semâ sâkinleriyle dünyadakilerin aynı anda dinledikleri” ilahî bir çağrıdır. İ’lâ-yi Kelimetullah’ın günde beş vakit ilânıdır. Günde beş vakit hüviyetimizi, yâni Hû’dan geldiğimizi hatırlatır.Millet-i beyzâ bu mukaddes sesin dâvetiyle gaflete düşmemiş, vaktin oğlu olarak yaşamıştır. Müslüman için hayat ezanla başlar, ezanın sesiyle güne uyanır, bir gününü beş vakitte ezanın devranıyla tamamlar ve o günü kurtulmuş gün olarak bitirip ertesi güne aynı îman ve kanaatle başlar. Bu ulvî sebepten dolayı milletimiz çocuklarına İslâmî ilk şuuru ezan sesiyle vermiştir. Çocuğunun kulağına ezan okuyan baba onun sabî dimağına Müslüman kimliğini  üflemektedir.                                                                                                                                 BİR YERDE EZAN OKUNUYORSA ORADA MÜSLÜMANLAR VAR 

 Bir yerde ezan okunuyorsa orada Müslümanlar vardır. Ezan bir beldenin İslâmî nişanı ve şahadetidir. Ezansız topraklar vatan sayılmaz. Bir beldenin Darü'l İslâm olduğu o beldede ezanın okunup okunmadığıyla anlaşılır. Necip Fâzıl, ezansız vatanın olmayacağını yazmış: “Denildi mi bir yerin adına Türk beldesi. Gözüm al “bayrak” arar kulağım ‘ezan’ sesi.”İstiklâl Marşı’nda “Bu ezanlar-ki şahadetleri, dînin temeli / ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli” mısraı ile ezanın Müslümanların vatanında kıyamete kadar susmayacağı bildirilir. 

HZ. BİLÂL EZAN OKUYUNCA… 

 Ezanı ilk okuyan Hz. Bilâl’di. Peygamber Efendimiz dâr-ı bekaya göçünden sonra ezan okumayı bırakmıştı. Mekke ve Medine’de hüzünden duramayıp, münzevî bir sahabe olarak tenhalarda yaşıyordu. Şam’a yerleştiğinde Efendimiz aleyhissalatüvesselâmı rüyasında görür. Bu işaret üzerine Medine’ye gelerek Peygamber Efendimiz’in mübarek kabrine yüzünü sürerek ağlar. Öyle çok ağlar ki Ravza-i Mutahhara’nın hasırları onun gözyaşları ile ıslanır. “Hz. Peygamber’in müezzini Bilâl gelmiş” diyenler mescide gelip etrafını sararlar. Hz. Hasan ve Hüseyin onun boynuna sarılır, “Ya Bilâl! Senin Mescid-i şerifte Resûlüllah’a okuduğun ezanı işitmek isteriz. Dedemiz seni de çok severdi. Onun hatırı için bir kere daha ezan oku. Resûlullah’ın ‘Bilâl, ezan oku da içimize bir su serp’ buyurduğu gibi ne olur gönlümüze bir kere daha inşirah sal” dediler. 

Devamı: https://www.yenisoz.com.tr/yazarlar/evlerimiz-ezan-sesiyle-dolsun-goklerimiz-ezan-sesiyle-cinlas/

Bu yazı toplam 268 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim