Din adamları anlattıklarını kendisi yaşamaktan aciz, bir kısmının yaptığı namaz kıldırma memuru olmaktan ibaret, camiye git gel yaparak maaşını helal ettiğini sanıyorlar. Dertli, gayretli bir Diyanet Reisimiz var ama İmam Hatip kadrosunda olan personelini aktif hale getirmekte zorlanıyor.
Durum bu olunca da zaman zaman çocuk galeyana gelebiliyor, bir anlık heyecana gelip anarşist bir tavırla potansiyel enerjisini deşarj edebiliyor. Hayata kaosun oluşmasına sebebiyet verebiliyor.
O beğenmediğimiz çocuklarda gördüğüm bazı örnek davranışları paylaşmak istedim.
Olay esnasında torba taşımak,
Karadenizli bir polis Diyarbakır’a atanıyor, Diyarbakır insanını tanıyınca ailesini de misafir olarak davet etmek istiyor, gelin görün, ne kadar hoş bir memlekette yaşıyorum bilin ve müsterih olun diye. Ancak ne hikmetse anne babasının geldiği gün eylem var ve tam da kalabalığın arasından geçerken taksinin bagajından bir torbaları düşüyor. Poliste şu duygu oluşuyor, eyvah şimdi polis olduğum anlaşılırsa bu çocuklar bir yanlış yaparlarsa ta baştan anne babaya karşı bir sıfır mağlup olduk diye. Bir de ne görsün bir çocuk torbayı almış sırtına taksiye doğru koşuyor ve diyor ki “Abı torbanız düştü” diye bağırıyor. Polis torbayı alınca çocuğa bir miktar para vermek istiyor, uzaktan bir ses daha “ula ayıptır para almayasın”çocuk, “olur mu abı ben insanlık görevimi yaptım ne parası” diyor. Polis oturup bu davranış karşısında duygulanıyor ve göz yaşlarını döküyor.
Olay esnasında imamın ellerinden öpmek,
Çocuklar eylemde bir heyecan bir tantana... bir o ara mahalle camisinin imamı da oradan geçmez mi hemen imama doğru koşup elini öpüyorlar. Hocam bir sorun var mı, diye imamı sahipleniyorlar.
Çamurda kalan TOMA’yı iterek harekete geçirmek,
TOMA, eylem yapan çocukların üzerine su püskürterek onları eylem alanından dağıtıyor derken o arada TOMA çamurda kalıyor. Kaçan çocuklardan biri, “Yahu arkadaşlar TOMA çamurda kaldı, haydi yardıma gidelim”. Hemen birkaç çocuk koşarak TOMA’yı itip çamurdan çıkarıyorlar.
İnanın bu manidar davranışları yazarken şu anda ben de duygulandım ve insani değerlerin çocuklarımızda nasıl da tecelli ettiğini düşünerek mutluluk göz yaşlarını dökmekteyim. Ne yazık ki bu vatandaşlarına merhamet eli uzatacak devleti karşımda göremiyorum. Hükümet gayret ediyor ama elinde adam yok ki bu çocukların başını okşasın, devletin milletin hizmetinde olduğu, her geçen gün daha da huzur ve mutluluğun neşv u nema etmesi için çalışma ve çabanın devam ettiğine inandırsın ve gençliğini umutla hayata bağlasın.
Sevgili dostlar boşuna dememişler “Ben konuşmuyorum derdim konuşturuyor” Anadolu’nun bu müstesna diyarında dünyaya geldik, insanca yaşamayı beceremiyoruz. Buna karşı sessiz kalmak lüks değil mi sevgili dostlar.
Selam ve saygılarımla
17.10.2014 Milat Gazetesi































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.