• İstanbul 13 °C
  • Ankara 11 °C

Gel Keyfim Gel

Gel Keyfim Gel
“Babam benimle istişare mi ediyordu, yönlendiriyor muydu?”anlamadım ama “Sence şimdi biz ne yapmalıyız?” diye sordu.“Sabretmeliyiz, sokağa çıkmak, karşı eylemlere girişmek işi daha kötü yapabilir” dedim. Babamın hoşuna gitti.

“Zamanın molası yoktur, bizi de heybesine doldurup gidiyor.”

 

Zamanın molası yoktu, akıp gidiyordu, tabii içinde ben de vardım. Takvimler 1980 yılına işaret ederken imam hatip lisesi bitmiş ve imam hatiplik sınavını da kazanmış on yedi yaşında bıyıkları yeni terlemiş bir gençtim. Necip Fazıl’ın tarifindeki kadar değilsem de adım genç/hazineydi işte.

İlçe müftüsü aile dostumuzdu, imam hatiplik başarı belgemigötürdüm. Görev talep ettim. Bana, “Tamam, seni Karadut’a imam yapalım ama senin yaşın memuriyet için uygun değil, mahkeme kararıyla kaza-i rüşt belgesi alman lazım” dedi. Karadut ilçeye uzak bir köy, oralara gitmeyi ve imamlığı gözümde büyütüp tereddütler içindeyken Konya‘da miting varmış, babam “Yıldırım da gitsin” demiş.  Ne yapacağına karar veremeyen bir genç için iyi bir teneffüs olacaktı. Maraş’tan gelen otobüs bir gece yarısı beni de Göksun’dan alıp yola revan oldu.  Babam Rahmetli Erbakan’ı çok severdi, bize de sevdirdi tabii. Otobüste biraz konuşmalar, biraz uyuklamalar; nihayet sabah güneşiyle Konya’ya, Mevlânadiyarına ulaştık.

Devamı: https://www.insaniyet.net/gel-keyfim-gel/

Bu haber toplam 509 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim