Malum, aylardan Muharrem. Her yerde bir aşura ikramı ki lezzet üstüne lezzet. Geçen günlerden birinde biz de böyle bir ikrama tesadüf ettik. Aşura ikramından sonra başka bir ikram daha bizleri buldu. Mustafa Kara Hocanın Gönül Kâbesini Tavaf Etmek adlı küçük risalesi.
Numaniye Dergahı aşurasıyla ikramlardan biri oldu mezkur risale. Aşurayı yemek bizim nasibimizde olmadığından sahibini erdirdik. Nasibimiz yine kitaptan açılmış bizim. Mustafa Kara Hoca bu sene hac farizasını ifa etmek için Mekke ve Medine’yi ziyarete gitmişti. Hoca gitmeden Müslümanların hac farizasını hakkıyla yerine getirebilmeleri için bir de risale hazırlamış.
Ebatı itibariyle küçük, manası itibariyle yoğun ve zengin bir değer taşıyor risale. Bir anlamda Kara Hocanın hac öncesi, kendisiyle, toplumuyla, zamanıyla yüzleşmesi. 54 sayfalık risaleyi 5 bölüme ayırmış hoca. Hadi gelin biz de bu bölümleri ziyaret edelim.
Bir mübarek sefer olsa da gitsem
Müslümanların gönül dertlerinden biridir mübarek bir sefer ile Hakk’a ve Resule vuslat yolunda sefer eylemek. Hangi gönül istemez ki? Gidebilenler Hu ile uğurlanır, bekleyenler ise gidebilmenin hasretiyle Hu’da dem alır. Gidenler için seferin mübarekliği için duada bulunulur. Gitmek nasip olur da, kabul olunmuşluk Müslüman’ı düşündürür.
Devamı: https://www.dunyabizim.com/gezi-mekan/gonul-kbe-sini-tavaf-etmedinse-h11734.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.