Ondan, konuşurken altta ikinci bir kişi yapacaklarını, keşfedeceklerini düşünüyor.
Çocukluğuna döndüğünde İnşirah Suresi okumuş gibi rahatlıyor
Az önce hayret bahsinde söyledik ya; Hayretî Divanı ile akademiye adım atması ve “Hak bir gönül verdi bana/ Ha demeden hayran olur” diyen Yunus Emre Divanı ile akademiye kök salması, Yunus Emre Hazretleri hakkında dünyada parmakla gösterilecek tek kişi olması da hayrete şayan…
Yunus Dergahı’na kırk yıldır “doğru odun” taşıyanlardan…
Adı anılınca salavat ağzından eksik olmayanlardan…
Türk tasavvuf edebiyatının muhteva ve derinlik olarak bir özge “tasavvur edebiyatı” olduğunu yapıp ettikleriyle gösterenlerden…
Bir adanmışlık adamı… Zekasının bile zekatını vermeyi unutmayanlardan…
Kabalık karşısında bile babalığını bozmayan bir alicenaplığı var…
Her insanda yürüyen bir evren görünce tekbir getiriyor.
Mizacı, kendinden içeri olan benin keşfettiği mizacının tebessümüyle öfkeli, hırçın ve kızgın taraflarını törpülüyor.
Ayık olmanın önce dalgın olmaktan geçtiğini bilenlerden… Ondan, çocukluğuna döndüğünde İnşirah Suresi okumuş gibi rahatlıyor.
Mustafa Tatcı bu…
Hocamız…
Edebiyat profesörü…
Allah’ın kalemini ve âlemini nazardan sakladığı kullardan…
En kalabalık ortamda bile rabıta kurabilecek bir gönül dinginliğine sahip…
Yüzü her yerden bakınca “âli”…
Böyle biliriz.
Mehmet Aycı, dunyabizim.com































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.