• İstanbul 17 °C
  • Ankara 8 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 11 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 17 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 17 °C
  • Bolu 9 °C
  • Bursa 11 °C

Hayrettin Karaman'dan: Suriye

Hayrettin Karaman'dan: Suriye
Suriye halkının yüzde oniki veya ondördü Nusayrî dini veya mezhebine bağlıdır. İşte bu azınlık orduya sızmış, bir ihtilal yaparak iktidara gelmiştir ve yarım asırdır bu ülkeyi bu azınlık yönetmektedir.

Nusayrîlik hakkında Doğu'da ve Batı'da birçok araştırma yapılmış, kitaplar ve makaleler yazılmıştır. Onun Ca'fer'iyye-isnâaşeriyye mezhebinden farklı olmadığını, yani bir İslam mezhebi olduğunu iddia edenlerin yanında (Mesela İranlı yetullah Ca'fer Sübhânî) İslam dışı bir batıl din olduğunu söyleyenler, bir de bu oluşuma tarafsız yaklaşanlar olmuş. Kendi kitaplarına ve sosyal araştırmalara dayalı açıklamalara bakıldığında –bunlar doğru ise- Nusayrîlere müslüman demek mümkün değildir. Ancak bu dinde sır saklamak, takıyye, içindekini dışa vurmamak, hangi toplumda yaşanıyorsa dış itibariyle onlara uymak... bir din kuralı olduğu için haklarında kesin söz söylemek zor oluyor. Ben burada bu din veya mezheple ilgili bir hüküm beyan edecek değilim, ama böyle bir azınlığın çoğunluğu, zorbalıkla ve zulümle daha fazla yönetemeyeceğinin kesin olduğunu söyleyebilirim.. Bir kere tesbih dağılınca bölgesel azınlıkların/grupların iştahlarının kabaracağı, tahrike ve tertiplere açık hale gelecekleri de tabîîdir. Hür ordunun, rejim ve yönetim muhaliflerinin dağınık olmaları, toplayıcı bir liderliğin bulunmaması önemli bir başka açmazdır.

Bütün bunlara rağmen "olmasaydı, bulmasaydı" demenin faydası yoktur; bu isyanın durdurulması da mümkün değildir. Vicdanı olan, insan hayatına değer veren herkesin Suriye'de akan kanın bir an önce durmasına –ki, bu Esed'in ve çevresinin iktidarı bırakmalarına bağlıdır- katkı sağlaması, bu maksatla elinden geleni yapması gerekiyor. Çözüm asla intikama dönüşmemeli, "onlar kesti, şimdi sıra bizde" düşüncesine asla destek verilmemeli, bir masumu öldürmenin bütün insanları öldürme ölçüsünde bir cinayet olduğu unutulmamalıdır. Çözüm bir mezhebin diğerleri üzerindeki zaferi ve mutlak hakimiyetinden ibaret de olmamalı, şiddete başvurmayan, hakkına razı olan herkesin hak ve hürriyetten nasibini aldığı bir ülke, bir toplum oluşturmak hedeflenmelidir.

Bu ülkede İslam'ın geleceği konusunda ise ümitliyim; asırlarca islâmî hayat yaşanmış, bu hayatın izleri genlere, kültür kodlarına, coğrafyaya yerleşmiştir; böyle bir zeminde hayat ancak islâmî olacak, olma yolunda ilerleyecektir.

10.08.2012 Yeni Şafak
Bu haber toplam 553 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim