• İstanbul 16 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 17 °C
  • Konya 15 °C
  • Sakarya 17 °C
  • Şanlıurfa 21 °C
  • Trabzon 19 °C
  • Gaziantep 18 °C
  • Bolu 12 °C
  • Bursa 16 °C

Hazret-i Peygamber Efendimiz doğduğunda

Ahmet Doğan İLBEY

(İçimde cevelan eden âciz kelimelerle Mevlid-i Nebî’yi kaleme almak cüretimi, Efendimiz Aleyhissalâtüveselâmın iltifatına nail olan “Kasîde-i Bürde” nin şairi Ka’b bin Züheyr, “Su Kasidesi”nin büyük şairi Fuzûlî, “Mevlid”in şairi Süleyman Çelebi ve “Müseddes-i Mütekerrir”in şairi Şeyh Gâlib üstadlar bağışlasınlar)

Bir kutlu sancı dolaşır Âmine Hâtun’un evinde / Âmine Hâtun alıp sancılarını / Saçar bir göğe, bir toprağa / Rüyasına yatar da bekler muştucusunu / Bir doğumun müjdesiyle uyanır nurlu bir şafakta / Dilinde dualar mukaddes bir ateş gibi yürür damarlarına /Anlamıştı yüreğinde kutlu bir sancının vurduğunu / Hissetmişti yüreğinde nurun bir topak gibi durduğunu / Gagasında hurma dallarıyla pencereye konarken kuşlar / Cebrail aleyhisselâm nurdan sevinciyle girer pencereden / Âmine Hâtun’un açık ellerine bir demet gül bırakıp gider / Âmine Hâtun’un sağ omuzunda gül kokulu bir çocuk doğar / Merhum Abdullah oğlu, Abdülmuttalib torunu Cümle Âlemin Efendisi dünyâyı teşrif ettiler / Dünyâ karanlıktan çıkıp nura boğuldu / İnsanlığın kalp ve dimağında ulvî inkılâplar oldu / Allâhu Teâlâ, Cebrâil a.s.’a yeryüzünü gül kokusuyla taçlandırmasını buyurdular / “Vahdetin Gül” ü doğduğunda / Nurunun şavkı vurdu yeryüzüne / Bütün kuşlar o gün Gül hecesiyle öttüler / Şiirler ve nağmeler Gül adıyla çınladı göklerde / Çölde “Ayın On Dördü Yetim” doğduğunda / Kumlar sevincinden semâya dönüp serinliğe erişti / Azgın insanların yürekleri yerlere döküldü / Muhammed Mustafa o gün Gül oldu / Gül bir çiçek adı olmaktan çıktı / O gün herkes Gül’ü sevdiğini söyledi / Gül’ün yaydığı koku ile kalpler ve yeryüzü temizlendi / Gül zamanıydı, Gül çağına girilmişti / İnananların yüzünde Güller açılmaya başladı / Bundandır ki o gündür bugündür / Allah dostları Gül alıp satmaya başladılar / Gaibten bir yel esti Mekke’nin kuytularına / Enva enva kuşlar göğe çekildi / Kuşlardı esen yelin ulvî nağmesiyle muştulanan / Kuşlar havalandı Âmine Hâtun’un evine doğru / “Balıklar sudan çıktı” Âlemlerin Efendisi doğdu diye / Kurtlar, Mekke’nin kapısına geldi ceylanlarla yan yana / Mekke’nin semâsında nurdan bulutlar / Buluştular kutlu müjde için / Birer tutam akça bulut, birer tutam yıldız gönderdiler / Âmine Hâtun’un kutlu evine / Şifâ Hâtun duyurdu kutlu doğumu / Ey Abdülmuttalib! Veriyorum işte müjdemi! / Âmine Hâtun’un bir oğlu oldu / Doğduğunda evin içi nurla doldu / Doğan çocuğu melekler yıkadı / İki omuzu arasına risâlet mührü basıldı / Bunu duyan Abdülmuttalib eve yürüdü /Âmine Hâtun rüyasını anlattı /Semâdan gelen nurlu kişiler /Muhammed adı verilsin doğan çocuğa, dediler / Abdülmuttalib kucağına aldı / Doğuştan sünnetli, doğuştan göbeği kesilmiş / Bir nur topu tutuyordu / Baktı maşallah dedi, gözü kamaştı / Sevinci yerden göğe, gökten yere dolaştı / Mekke’nin üzerinde kondu / Kâbe’ye gitti Allah’a şükretti / Ey Mekkeliler! Bir torunum oldu sevinin / Adını Muhammed koydu melekler / Göktekiler ve yerdekiler onu övsün / Fakirlere ziyafet verilsin, yetimler ve âcizler doyurulsun, dedi / Hanifler, Muhammed Mustafa’ya Kâbe’de dua ettiler İbrahimce / Mekke’nin bilgeleri toplandı: Böyle bir doğum görülmedi dünyâda / Dünyâya nur doğdu / Âmine’nin Muhammed’i kutlulansın / Dağlara, taşlara dualanmış yemler bırakılsın / Âmine’den doğan çocuk bizim şânımız / Bereketlendi dört bir yanımız /Âmine’nin evinde doğan ışık / Aydınlattı “Kudüs ve Şam arasını / On dört burç yıkıldı Kisra’nın sarayından / Semâve Vâdisi sular altında kaldı / Sâve Gölü kuruyup çekildi / Bin yıldır yanan ateşler söndü Mecûsî diyarında / Sâsânîlerin ihtişamı, Bizans’ın zulmü çöktü” dediler / Karanlık devirleri nurlu şafaklara çeviren Hâtemül Enbiyâdır O / Câhiliye idrakleri kül eden nur-ı beyzâ aşktır O / Mazlumların umudu Habibullah’tır O / Selâm! Gül kokulu Efendimiz’e / Selâm! Efendimiz’in doğduğu Mekke’ye / Selâm! Efendimiz’in doğduğunu müjdeleyen Cebrâil aleyhisselâma / Ne mutlu yeryüzündeki cümle yaratılanlara / Ne mutlu hayvanata, nebatata, toprağa / Veyl! Zâlimlere ve putperestlere.(ilbeyali@hotmail.com)

Bu yazı toplam 174 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim