
Necip Fazıl’la Nuri Pakdil sofrasında bulunmak
İnsanın yaşadığı yer elbette önemlidir. Hayatına şekil vermesinde bulunduğu mekânları değerlendirmesi sağlam temel için sağlam harçtır ama kişinin kimlerle bulunduğu, kimlerle yol arkadaşlığı ettiği de önemlidir. M. Akif İnan bu konuda da oldukça şanslı bir kişidir. Önce Necip Fazıl ile, daha sonra da Nuri Pakdil ile tanışarak iki aksiyon insanının da yakınında durarak yapacağı çalışmalara sıkı bir duruşla başlamıştır. Hatta bir şiirinde “Anamı sorarsan Büyük Doğu'dur” diyerek Necip Fazıl’ın düşünce dünyasının gelişimindeki etkisini açıkça ortaya koymuştur.
Nuri Pakdil’le Edebiyat dergisini çıkarmış, daha sonra Mavera dergisinin kurucuları arasında yer almıştır. Edebiyat ve Mavera dergileri bu topraklar üzerinde adları her zaman hayırla yâd edilecek, bir neslin yetişmesinde çok önemli rolleri olan dergilerdir. Akif İnan’ın hayat gayesinin başında insan yetiştirmek vardır. Bunu güzel insanlarla birlikte olarak, güzel işlere öncülük ederek sağlamaya çalışmıştır. Bir öğretmendir, asıl görev olarak insan yetiştirmeye öncülük etmesi de gayet normal bir eylemdir.
Sessiz kalmak en büyük yenilgidir
M. Akif İnan, duyarsızlığa karşı dik duran, haksızlık karşısında sesini en gür sedadan çıkaran bir dava adamıdır. Yıllar süren mücadelesini dergilerle, konferanslarla, yazdıklarıyla perçinledikten sonra Eğitim Bir Sen’i kurarak mücadelesi için daha sağlam bir zemin oluşturmuştur. Yaptığı her türlü çalışmanın temelinde onun “Gel kurut bu çağın kargaşasını/ Seninle beklenen şimdi şafaktır” dizesindeki çağrı yatmaktadır. Tek başına değil, örgütlü olarak hareket etmektir başarılı olmanın sırrı.
Sessizliği seçenler, bir kenarda duranlar, bana ne diyenler yenilgiyi baştan kabul edenlerdir. “Rüzgâr mı asker mi biçti yolumu / Önünde kaç engel var ellerine” diyerek hiçbir engel tanımamakla ancak ayağa kalkabilir insan. M. Akif İnan bu duyguları şiirinde yüksek sesle söylediği gibi yaptığı her hamlede de sözlerine olan itimadını güçlendirmiştir.
Yedi Güzel Adam’dan biridir M. Akif İnan. Güzelliğine şahitliğimiz tamdır. Güzeldir ve güzelliği bulaşıcıdır. Çevresinde kim varsa bu güzellikten nasibini almıştır. Şimdi yüksek sesle söylüyorum ki; iyi ki geldiler, iyi ki kalbimizi onardılar ve şükür ki tertemiz bir isimle ebediyete yolcu edildiler. Şiirinde dediği gibi M. Akif İnan’ın, ölümle dirilmekti aslolan: “Senden her kaçtıkça sana yaklaştım/ Göç nasibim özlem kanımdır benim.” Bunu başardılar ve arkalarında bir nesil bıraktılar. Bir nebze olsun onların kudretinden yararlanmış olanlar yeni bir gelecek için ümit var olmaya vesile olacaktır. İnşallah.
Mustafa Uçurum yazdı
www.dunyabizim.com































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.