Kalbinde zerre merhamet bulunmayan bu insanların, karnında çocuğu olan anneleri vahşice katlettikten sonra bir de marifetmiş gibi bunları çeşitli hatıra kitaplarında yazmaları (mesela katliamı gerçekleştiren kumandanlardan Monte Melkonyan’ın kardeşi Markar Melkonyan’ın Benim Kardeşimin Yolu adlı kitabı), dünyaya dair umutlarınızı azaltmış olabilir. Ama şükür ki hiçbir savaşı, hiçbir katliamı ve hiçbir insan ölümünü meşrulaştırmayan insanların varlığı ve onların çeşitli alanlardaki çabaları daha güzel bir dünya için ümitlerinizi yeşertebilir.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın kızı ve aynı zamanda İslam Konferansı Örgütü Gençlik Forumu Yönetim Kurulu üyesi Leyla Aliyeva, 1992 yılında gerçekleşen bu katliamı tüm gerçekliği ile gözler önüne sermek için 30 ülkede “Hocalı İçin Adalet” isimli bir kampanya sürdürüyor. Bu kampanya dahilinde Hocalı Katliamı’nın yıl dönümü için Azerbaycan’ın ünlü rap gruplarından Deyirman’ın hazırladığı klip, başta Moskova ve Washington olmak üzere 30 ülkede yayınlandı. Klibin konsepti Leyla Aliyeva tarafından belirlenirken, klibin video sahneleri mülteci kaplarında çekildi. Hazırlanan bu klip ile Müslüman topluluklara 20. yüzyılda işlenmiş insan hakları ihlallerini ve trajedilerini ortak bir şekilde anma kararını hatırlatmayı amaçladı.
Hocalı için ne yaptık?
Hocalı Katliamı’nı anlatan iki tane de kitap mevcut kaynaklarımızda. Nazile Abbaslı’nın 2011 yılında yayınlanan inceleme kitabı Yüzyılın Soykırımı Hocalı ve Kebuter Hakverdi’nin Kar Kan Rengiydi O Gece isimli kitaplar. Kebuter Hakverdi, kitabında şöyle bir şey söylüyor: “Her savaş önce kadınları vurur ama etnik temizlikte kadınlar bizzat asıl hedeftir.” Galiba bu katliamlara neden “soykırım” deniyor, bu cümleden çok net anlıyoruz.
Azeri sinema yönetmeni Vahid Mustafayev’in Hocalı Katliamı’nı anlattığı “Hoca” filmi de sinemaseverler tarafından büyük ilgi gördü. Evlenmek üzere olan bir askerin bu savaş sürecinde neler yaşadığını çok başarılı bir üslupla anlatıyor söz konusu film.
Bu süre zarfında içinde bu katliamın izlerini taşıyanlar ve katliama göz yummayan dünya vatandaşları, Newyork’ta Columbia Üniversitesi’nde 19 Şubat’ta Hocalı Katliamı’na şahit olan Amerikalı gazeteci Thomas Goltz’ın katılımı ile gerçekleşecek “Dağlık Karabağ Çatışması: Suç, mülteciler ve kolektif hatıra” konulu bir ders yapacak.
Son olarak 26 Ocak’ta başlayan ve 26 Şubat’a kadar devam eden “Hocalı soykırımının tanınması ve Başkan Obama’nın konuya ilişkin bildiri yayınlaması” amacıyla başlatılan kampanyada imza sayısı 115 bini geçti. İnsanların soykırımlara ve katliamlara karşı birleşmesi ve bunu düşünen insan sayısının her geçen gün artması, peygamber ışığındaki Müslümanların artması demek aynı zamanda…
Her ne kadar katliamın üzerinden 21 yıl geçtiğini söylesek de, bu 21 yılda ne Hocalı’nın romanının yazıldığını söyleyebiliyoruz ne de Hocalı’ya dair şiirler… Katliamın bıraktığı izleri, insanların ruhunda açtığı yarayı en iyi edebiyat eserleri aktarır ve geleceğe sunar. Yüzlerce etkinliğin, toplanan milyonlarca imzanın yapamadığını, yeri gelir bir roman yapar, bir şair geleceğe seslenir, bir yönetmen tüm gerçekliğiyle olanı beyazperdede aktarır ve insanları uyandırır. Umarız bu katliama romancılarımız, şairlerimiz, sinemacılarımız daha fazla bigane kalmaz ve gerekeni yapar da katliama uğrayan yüzlerce insanın ruhu şad olur, geride kalanların acıları bir nebze diner.
Hatice Sarı
www.dunyabizim.com































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.