***
Sinemada işlenen her konunun böyle bir formasyona sahip olunmasını gerektirmediği düşünülse de, bunun ahlaki duruş ve genel algı bakımından aslında ne kadar ehemmiyeti haiz olduğunu söyleyebiliriz. Tarihi derinliği içinde kendi beninin farkında olan bir sanatsal duruş, icra ettiği sanata bu duyarlılığı değişik tezahürleriyle yansıtacaktır. Kendi kültürel kökleriyle kurulan sağlıklı bir bağ, yönetmeninin özgüven içinde hareket etmesini de beraberinde getirecektir. Bir yanılsama içinde bulunan sinemacı ise, farklı varlık alemlerinin uygulayıcısı ve temsilcisi olarak toplumunun yabancısı bir şahsiyet konumunda varlıklarını sürdürecektir.
Kültürel geleneğin bir duyuş halinde yönetmene sirayet etmesi, onun elinden çıkacak sanat çalışmasının da çerçevesini çizecek, estetik ve ahlaki normlarını o gelenekten aldığı vakar ve tevazu içinde tevarüs ve temayüz ettirecektir.
Dolayısıyla her şeyin siyaset ve ekonomiden ibaret olmaması gibi, sinemada da zihniyet oluşumunun ve belirleyiciliğinin ağırlığı çok önemli bir etkendir; onun uzun bir gelişim sürecine dayanan oluşumu ise kişinin kültürel kökleriyle kurduğu bağla yakından ilintilidir.
Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun...
27.07.2012 Star































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.