• İstanbul 17 °C
  • Ankara 22 °C

"İlâhî nizam ve ihlâller" ve "Maârif dâvâmız"

Ahmet Doğan İLBEY

Ali Yurtgezen hocanın Semerkand dergisi Temmuz 2022 sayısında “İlâhî Nizam ve İhlâller” ve Mostar dergisi Temmuz 2022 sayısında “Maârif Dâvâmız” başlıklı iki yazısı var. “İlâhî Nizam ve ihlâller” adlı yazı modernizm karşısında ilâhî varoluşunu muhafaza edemeyen insan meselemize dokunuyor. Millî kimliğimize ve hayatımıza uygun olmayan yanlış bir modernleşmenin hâkimiyeti ve bir salgın gibi yayılan ifsad edici gücü karşısında yaratılış gayesini ve dinî hüviyetini tahrip eden bir kitle var maalesef. Kadın ve erkek ayrımcılığının ve cinsiyet eşitliği gibi bize ait olmayan seküler toplum projelerinin muhafazakârlar da dâhil birçok kesimin ciddiyetle eğilmediği, oysa millet varlığımıza tehdit oluşturan ciddî tehlike hâline geldiği bir gerçek. Adı geçen yazı bu meseleye temas ederek gelen tehlikeyi hatırlatıyor: 

 

“Modernite denilen yeni cahiliye

Dünya hayatımızı sulh ve selametle idame, kulluğumuzu lâyıkıyla ifa ve imtihanımızdan yüz akıyla çıkabilmemiz için Rabbimiz’in rahmet nişanesi olarak ikram eylediği kâinattaki nizamı gittikçe daha çok ihlâl ediyoruz. Dünyanın dengesi her geçen gün biraz daha bozuluyor. Tabiat hızla tahrip oluyor, yeni yeni hastalıklar, afetler çıkıyor ortaya. Bilim ve teknikteki ilerlemeye, artan konfora rağmen insanlık bunalımlardan, huzursuzluktan, kavga ve çatışmalardan yakasını kurtaramıyor. Bir probleme çözüm diye alınan tedbirler, o problemi gideremediği gibi başka problemlerin doğmasına yol açıyor. İnsanlarla birlikte yeryüzündeki her şey ifsada uğruyor ve bunda modernite denilen yeni cahiliyenin payı büyük. Modernite, rasyonel aklı ve pozitif bilimi putlaştırıp yegâne rehber edinen seküler, maddeci, ilerlemeci ve faydacı bir anlayış. Hayatı dünya hayatından, insanı beşeriyetinden ibaret görüyor. Dolayısıyla sadece dünya refahının maddi planda teminini, beşerî istek ve ihtiyaçların karşılanmasını amaçlıyor. Beşer kimliği üzerinden yürümesi bu anlayışın evrenselliğine, ilerlemeyi ve faydayı esas alması gerekliliğine, sonuçta da kaçınılmazlığına yoruluyor. Oysa aslında nefsin ilâh edinilmesi diye tanımlayabileceğimiz modernitede gözetilen faydadan maksat, herhangi bir dünyevî alanda olabildiğince yüksek kazanç, fayda veya konfora ulaşabilmektir. Nefsin hevâsının sınırsızlığı sebebiyle bu en yüksek kazanç yahut faydanın bir üst sınırı yoktur. Elde edilebilmesi için sürekli koşturulur ve ilerleme diye adlandırılan bu koşuda hiçbir ilâhî ve ahlâkî ölçüye uyulmaz. Tabiatın yağmalanması ve tahribi, değerlerin ve duyguların istismarı, sömürü de dâhil, her yol mübah görülür. Böyle bir usulsüzlüğe izin vermeyen ilâhî ölçüler ilerleme ideolojisi ile itibarsızlaştırılır, tabiatta ve toplumda o ölçülerle tanzim edilen ilâhî düzenin verimsizliğine hükmedilerek, modernitenin ilkeleri doğrultusunda yeni bir düzen kurgulanır. Bu kurguda vahdet değil kesret esastır. Bir gaye istikametinde birbirini tamamlayan mahlûkatın her birine, ilâhî düzeni, dengeyi ve işleyiş ahengini bozan yeni roller biçilir. Özellikle insanın Rabbi ile, diğer insanlarla, canlı cansız bütün varlıklarla ilâhî ölçüler çerçevesinde kurduğu irtibatı kesmesi, bağımsızlığının ve birey olabilmenin şartı diye takdim edilir. Moderniteye göre bu uyum ve irtibatın insana yüklediği sorumluluk, vazife ve kısıtlamalar, onun özgürlüğünün ihlâlidir. Böylece yalnız kendilerini merkeze alan, bencillik, ölçüsüzlük, sorumsuzluk ve başıboşlukla malûl fert veya topluluklar çıkar ortaya. Kendileri dışındaki herkesi ötekileştiren bir cahiliye asabiyesine kapılırlar. Kaynakların sınırlı, ihtiyaçların sınırsız olduğu kabulü, kazanmak yahut çoğaltmak için ötekinin elindekileri azaltmayı gerektirdiğinden, ötekiler aynı zamanda birer hasımdır. Netice itibariyle tabiatın ve hayatın işleyişindeki ahenk bozulmuş; yardımlaşmanın, dayanışmanın, unsurların birbirini tamamlamasının yerini birbirleriyle çatışma ve mücadele almıştır. Modernitede insan, insanın yurdu değil kurdudur.

Devamı: https://www.yenisoz.com.tr/yazarlar/ilahi-nizam-ve-ihlaller-ve-maarif-davamiz-6483/

Bu yazı toplam 155 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim