Bu güzelliğin adı, bir mevzu ile başlar. Turgut’un Efendi’sinde, Efendi ahalisiyle yaşanır. Mahallenin asıl mevzusu, Süleyman’ın bir sözü ile bütünleşir: “Abiler, koşun mevzu var. Kahveden Adam Toplayalım diye geldim.” İşte burada… Bütün duygular birleşir, bir bütün oluşur. “Ben” meselesi artık, “biz” meselesi hâline dönüşmüştür. Aslında burada, Sokrates’i de savunan ilk kişinin Süleyman olduğu dikkatli bir okuyucu tarafından çözümlenecektir. Platon bize ne kadar küserse küssün, biz ona; ‘kahveden adam toplamadığı için, Sokrates’i kalemiyle savunmanın manasız kalacağını’ söyleyeceğiz. En iyisi mi? Biz şimdilik kahveden adam toplamaya devam edelim.
Mevzucu Süleyman, mahallenin önemli simalarındandır. Mahallede uçan kuştan haberi vardır ve iyi-kötü bütün haberleri Efendi’ye ulaştırır. Süleyman’a mevzu oluşturan konular ise, mahallelinin dertleridir. Kahramanlarımızdan Emin’e uygun bir iş bulan da; Emin’in ve arkadaşlarının Baba Ziya’nın mekânını bastığında, kahveden adam toplayan da yine Süleyman’dır. Emin’in Çakıcı lakaplı arkadaşının vurulduğu haberini aktaran da; Çakıcı’nın katillerinin yakalandığı haberini veren de aynı şekilde mevzucu Süleyman’dır. Bu haberler… asıl meselemiz… derdimiz… insanlık… birlik… beraberlik… ve “ben” değil, “biz” diyebilmektir. Çünkü günümüzün de en büyük sorunu, ben-biz kavramında boğulan insanlardır.
Devamı : https://www.izdiham.com/kahveden-adam-toplayalimin-mevzucu-suleymani-sokratesi-ilk-ben-savundum/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.