
Yüzün ayın en içrek, en neşveli, en berrak halinden bir esrimeyle gündüzlerde, gecelerde, gündüzünün ve gecenin ayrıştığı alacakaranlıklarda aydınlansın, âmin.
Taşların taş olmadığını, taştan öte bir şey olduğunu, ağaçların sadece ağaç olmadığını, ağaçtan öte bir şey olduğunu, turnaların, turaçların, şahinin, kartalın, kekliğin, güvercinin yalnızca kuş olmadığını, hülasa her varlığın bir ayet ve bir ayna olduğunu ilk bakışta idrak edesin, irfanın denizlerce, idrakin devingen ırmaklarca olsun, âmin.
Allah seni mekân darlığından, zaman darlığından, el darlığından, yol darlığından korusun;
en olumsuzda bile gizlenen olmaktan doğan güzelliği fark etme basireti bağışlasın, âmin.
Kelimelerinden kaosu, kargaşayı, yadırgamayı, ayak ve dil sürçmesini, anlam ve çağrışım sürçmesini melekler ayıklasın, kalemin içli pınarların rüyalarını tabir etsin, âmin.
Allah sana akıp giden hayatının altında gizlenen imrenilesi ve hayret edilesi döngüyü aşina kılsın, âmin.
Ruh giysin, yürek giysin, gönül giysin, vicdan giysin, beden giysin, buruşmasın, kırışmasın, kir tutmasın, ter tutmasın, âmin.
Muteber olasın, şair olasın âmin.”
Nesneye kendi ruhundan elbiseler giydiren adam
O duanın şairi, o duayla şair olan Mustafa Aydoğan bu… Varlığı da bir dua… Usul, sakin, yerli yerinde, kalbinin saat sesine ayarlı bir sesin sahibi…
Şairimiz… Kendini Aynalarda Çoğaltan Şehir’den, Bir Dolu Bakır Yaz’dan, Bahar Köpüğü’nden biliriz. Bunları bir araya getirdiğiAz Önce’den biliriz. Yeni şiirlerini Bugün Konuştuklarımız adıyla kitaplaştırdı.
Nesneye kendi ruhundan elbiseler giydiren adam…
Şimdilerde Edebiyat Ortamı mecmuasını çıkarıyor.
Bir ayıklama ustası, ayıklamanın da arınmanın bir cüzü olduğunu biliyor.
Yüzü bakıra dolmayan, küf bağlamayan yaz ve yazı…
Böyle biliriz.
Mehmet Aycı, dunyabizim.com































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.