• İstanbul 20 °C
  • Ankara 22 °C

Kalpten Bir Söz

Kalpten Bir Söz
Klasik zamanlarda uzun yolculukların mola mekanları hanlar idi. Bunun dışındaki mola yerlerini ise ihtiyaca binaen sulak korunaklı alanlar belirlerdi.

İller, ülkeler, kıt’alar arasındaki yolculuklar fert fert değil, gruplar halinde yapılır. Kafileler halinde yol alınır. Bu yolculuklarda da kafilenin bütünlüğünü korumaya dikkat edilirdi. Yolda kafileden kopan için, dağlar başında yol iz bilmeden kalıp, kurda kuşa yem olmak mukadder idi. Bu nedenle kafileden, gruptan hasılı cemiyetle yürüyüşten kopmamak esas idi.

Bu durumdan ilham ile Yunus Emre ‘göçtü kervan kaldık dağlar başında’ diyerek figanını ortaya koymuş. Bir yönü ile cemiyet halinde bulunmaya  manevî bir işaret vermiştir.

Uzun medeniyet yolculuğumuzun en zorlu son yüz yılını yaşamaktayız. İşte bu zamanlar, üç ayrı devire şahitlik edenlerin bir arada olduğu bir dönemi içinde barındırmakta.  

Halde, dilde ve  yolda yani ‘iş de, dil de ve fikir de’ çetin mücadelelerden sonra dolma ve durulma zamanlarına doğru fiili ve fikri serüvenmizin ‘tekemmül’ etme zamanları demek istiyorum bu devrelerimize.

İşte böyle bir zamanda yazı ve fikirleriyle medeniyet köklerimize soluk veren teorileriyle bir fikir işçisi Erol Göka Hoca’ nın son kitabına getirmek istiyorum sözü: Kalpten.

Erol Göka, bu kitabında kalp ve merhamet kavramlarını kendi ifadesi ile daha derinden ‘kavramaya’ çalışıyor. Kalp ve merhamet üzerinden dünyayı ve yaşadığımız zamanı anlayıp anlamlandırmaya çalışmasıkitabın ana konusunu teşkil etmekte diyebiliriz.

Ana karnında insanın ilk çalışan organı ‘kalp’ tespiti ile bir girizgah yapılmakta kitaba.  Bunu yaparken de modern zamanların kalbi sadece ‘kan pompalayan’  biyolojik bir organ olarak görme haline itiraz etmekte. Bizim geleneksel yapımızın ‘yürek ve gönül’ olarak vasıflandırdığı maddi ve manevi kalbi hem ‘imanın mahalli’, hem ‘takvanın mahalli,’ hem de ‘vahyin mahalli’ olarak delillendirmekte. Kalbi,  insan olarak hakikati kavramanın en önemli niteliği olan ‘akletmenin’ merkezi olarak anlatmaktadır. İşte bu akletme melekesinin en önemli taraflarından bir kavram ile kalbi açıklamaya giriş yapmaktadır:’basiret.’ Mana olarak basiret, ‘kalben görme’ olarak tarif edilmekte.

Göka, insanın yeryüzü serüvenini en önemli pusulası olan ahlak kavramına, kendi deyişi ile ‘olgunluk döneminin’ ışığında bir tarif getirmektedir. Ahlakı ‘insanın iç dünyasında yer alan, hem kendi içindeki kötülüğe, hem dünyadaki kötülüklere isyan için ona güç veren kaynak’ olarak vasıflandırmaktadır.

Hoca, ‘Ahlâkın kaynağı kalp, kalbin temel erdeminin merhamet’ olduğu tepitinden sonra, ‘biz bir merhamet medeniyetiyiz’ düşüncesini ortaya koyuyor. Özellikle aydınlanmacı düşünürlerin ‘Tanrıyı öldürme’ fikrini selamlamalarını ‘insanın kendi kaderini çiceceğine olan  inancına’ bağlamakta. Bu felsefe ve perspektif ile çizilen çerçevede geçen bir yüzelli iki yüz sene oldu. İşte tam da bu pencereden bakıldığı zaman dünyanın geldiği nokta ise, artık insanlara iyi bir gelecek umudu vermemekte.

İşte böyle bir dönemde ilmi müktesebatının da sağladığı bir bakışla Göka, ‘1980’lerden beri giderek daha artan biçimde, dünyanın ileri gittiğine, geleceğin insanlara mutluluk getireceğine inanmıyoruz(106)’ tespitini yapmakta.

Böyle bir gidişin olduğu bir dönemde tüm insanlığın istikbalini istikbalimiz olarak görmek ve kendi köklerimiz üzerinden bir dünya tasavvuru ortaya koymak gerekmektedir.  Bu tasavvur ve tarifin merkezinde ise Erol Göka’ ya göre var olan kalbin hakiki yerine nazar edelim.

‘Bağlılığın, sadakatin, samimiyetin, güvenin, , öz-güvenin, temelinde kalp vardır. Düşüncelerimiz, duygularımız ve davranışlarımız, kalbin süzgecinden geçerse ancak o zaman algılamamız idrake, bilmemiz anlamaya, bilgimiz hikmete, aklımız küllî akla ve irfana dönüşebilir’(66)

Kitap 195 sayfa. Kapı yayınlarından çıkmış. Okuyanda kalpten gelen bir hakiki seda intibaı uyandırmakta. Kitapta kalp üzerinden adalet, merhamet, medeniyet, iyilik ve güzellik, batı ve merhamet, aşk, estetik, selim kalp değerleri zengin bir bibliyoğrafya ile desteklenerek yazarın engin mahfuzatı eşliğinde incelenmiş. Güncel, sade, yalın ve ciddi açıklamalar geitirilmiş. Ufuk ve iz açıcı. Alaka duyanlara tavsiye edilir.

Sağlıcakla kalın.

Memiş Okuyucu

Bu haber toplam 475 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim