Eser, sabah ve akşam anlamlarına gelen "Subh" ve "Mesâ" başlıklı iki bölümden ve bu bölümlerde bulunan yirmi üç öyküden mürekkeptir.
Eser, ilk etapta, henüz öyküleri okumaya başlamadan bölümler için tercih edilen "subh" ve "mesâ" isimleriyle dikkatleri celp etmektedir. Öyküleri okuyunca manidar gelen bu tercih yazarın dilinden şu sözlerle açıklığa kavuşturulur:
"Subh u mesâ sabah ve akşam demek. Yani öyle bunun ikindisi, gece yarısı, sabaha karşısı yok. Net bir şekilde karanlık ve aydınlık. İnsan da öyledir, karanlık ve aydınlık. Ve karanlık ve aydınlıkta insan bambaşka düşünür, bambaşka hisseder. Subh bölümündeki öyküler aydınlık, mesâ karanlık. Aynı her ikisindeki gerçekliğin algılanışı gibi. Birçoğumuz uyumadan önce düşündüklerimizi sabah çok saçma buluruz. Karanlıkta daha cesuruzdur çünkü. Gece düşündüklerimize gündüz kendimiz de inanmayız ve çabucak uyanıp aydınlığa çıkarak kurtulmak isteriz bu karanlıktan." (Serin, 2014)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.