• İstanbul 12 °C
  • Ankara 7 °C
  • İzmir 15 °C
  • Konya 8 °C
  • Sakarya 11 °C
  • Şanlıurfa 15 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 10 °C
  • Bolu 8 °C
  • Bursa 14 °C

Kani Karaca'yı Oğlu Mehmet Ali Karaca'ya Sorduk

Kani Karaca'yı Oğlu Mehmet Ali Karaca'ya Sorduk
Mehmet Ali Karaca, vefatının 12. sene-i devriyesinde babası Kani Karaca'yı yâd etmek amacıyla Firdevs Kapusızoğlu, Kübra Baş ve Muhammed Bâkır Köse'nin sorularını cevapladı.

Vefatının 12. sene-i devriyesinde Kani Karaca'yı yâd etmek amacıyla oğlu Mehmet Ali Karaca ile bir araya geldik. İTÜ'de matematik hocası olan Mehmet Ali Karaca ile rahmetli babasını konuşurken daha önce duymadığımız pek çok hatıralar, anekdotlar işittik. Hem kahkahalara boğulduk hem hüzünlendik hem ağladık, bazen de kızdık. Kültür tarihimizin en mühim simalarından biri olan Kani Karaca'yı rahmet ve özlemle anıyoruz.

Kani Karaca deyince aklımıza ilk olarak gözleri geliyor. Gözlerini çok küçük yaşta kaybetmiş. Bu nasıl olmuş, kaza mıydı?

Bir kaza neticesinde kaybediyor ilk olarak... Fakat bu kaza tamamen kaybettirmemiş gözlerini. Eskiden göz çapaklanmasına karşı kocakarı ilaçları yapılırmış halk arasında. Bu karışımın içinde tuz ruhu da olurmuş. Bu ilacın birkaç saniye tutulması gerekiyormuş gözde. Babama da gözleri düzelsin diye bu ilaçtan yapıyorlar. O esnada da misafir varmış evde, annesi biraz lafa dalıyor ve ilaç birkaç dakika gözünde kalıyor. Bütün göz damarları eriyor.

Babası iki kişiyle evliymiş. Babası ölünce kendi annesiyle kalmaya başlıyor. Sonra da canlı canlı gömmeye kalkıyor annesi! Babamı istemiyor. Üvey annesi ve köylüler kurtarıyor son anda babamı. Sonra halası sahip çıkıp yetiştiriyor.

İnanılmaz...

Annesi öldüğünde babama haber verdiler. Hatırlıyorum, bütün İstanbul camilerini arayıp sabah vakti sala okutmuştu babam. Yine de güzel uğurladı.

Peki, yaşarken görüşmediler mi hiç?

Dedem öldükten sonra başka biriyle evlenmiş ve ikinci eşi babamla görüşmesine de izin vermemiş. Yaşarken de görüşmediler hiç.

Babanızın özel ihtiyaçlarıyla kim ilgileniyordu?

Babamın bütün ihtiyaçlarıyla annem ilgileniyordu. Babamın eli ayağı gibiydi annem. Çok müşfik birisiydi. Hiçbir şeyden şikâyet etmez, hep tevekkülle karşılardı.

Peki, Adana’daki hayatı?

Halası ve eniştesi ilgilenmişler. Heba olup gitmesin diye "Hafız olsun bu" şeklinde bir görüş çıkmış halasıyla eniştesinin arasında. Sonrasında bir hocaya veriyorlar. Asıl dinî eğitimini ve musiki eğitimini Adana’daki hocasından alıyor. Hatta Sadettin Kaynak, "Senin hocan kimse, adına türbe dikmek lazım evladım" demiş babama. Temel mûsikî eğitimini de bu zâttan alıyor. Babama makamları vs. öğretiyor bu hoca. Mesela babam, Sadettin Heper ve Sadettin Kaynak gibi altı yüzün üstünde makam biliyordu. Başka da yok zaten.

Siz musiki ile ilgilendiniz mi peki?

Sekiz yaşında mandolinle başladım. Dokuz yaşında bütün müzik aletlerini çalıyordum. On yaşında Devlet Senfoni Orkestrası’na girdim. Klasik Batı müziği ile ilgileniyordum. Sonra bir müzik dergisinde hakkımda Türkiye’ye yeni bir dâhi geliyor diye reklamımı yaptıklarını görünce bıraktım. Daha sonra matematikle ilgilendim. Dokuz yaşında Cem Karaca’ya, Barış Manço’ya akor verdim gitarla. Cem Karaca babamı çok severdi, gizli sufiydi kendisi. 2500 akor çıkardım matematik sayesinde. Daha üstünde de çıkarılamaz, perde yetmiyor. Cem Karaca onu İspanya’ya götürüp oradan bir ödül getirmişti.

Sizi müziği bırakmaya sevk eden şey neydi?

Ürküttü beni. Reklamı sevmezdik. Biz insanların insanlara verdiği ünvanlardan hoşlanmayız.

Babanız sizin Batı müziğine yönelmenize nasıl tepki gösteriyordu?

Şöyle anlatayım: Önce Mustafa Özeren Efendi'ye gittik. O da "Serbest bırakın" dedi. Onun üzerine ben de devam ettim.

Devamı için: http://www.dunyabizim.com/soylesi/24188/kani-karacayi-oglu-mehmet-ali-karacaya-sorduk

Bu haber toplam 8870 defa okunmuştur
  • Yorumlar 1
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim