Son yıllarda siyasî tartışmalarda maksatlı kullanımı kelimenin anlamını tahriş etse de, derinlere işlemiş bir kıymeti var “kardeşlik” kelimesinin. Bunu daima hissettiğim için siyasî meze yapılmasına oldukça bozulmuştum, neyse ki bitti o gibi o durumlar. Bize kardeşliğin ve dostluğun hangi anlamlara yaslandığını bilmek kaldı şimdi. Böyle kelimeleri geri çağırmak gerekiyor, tüm iyi anlamlarıyla.
Kardeş ve dost
Bu konudaki mütevazı bir çalışma, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları’nın geçen yıl Kutlu Doğum Haftası kapsamında dağıtılmak üzere hazırlattığı bir risale: Kardeşlik Yazıları (2012, 80 s.) İsminin kardeşlik kelimesiyle sınırlanmış olmasına rağmen içeriğindeki metinler dostluğu da kapsayacak şekilde genişlemiş ne mutlu ki. Mehmet Erdoğan, Kâmil Büyüker ve Âdem Erkul’un yayıma hazırladığı
risalenin kapsamı oldukça geniş tutulmuş. Abdülhâkim Arvasi’nin, Said Nursi’nin, Ali Fuat Başgil’in, Mahir İz’in, Nurettin Topçu’nun, Fethi Gemuhluoğlu’nun aşina olduğumuz yazılarının yanında, ulaşmamızın daha zor olduğu Ke’nan Rifâî’nin, Ahmet Hamdi Akseki’nin, Süleyman Hilmi Tunahan’ın, Mehmed Zâhid Kotku’nun, Muzaffer Ozak’ın metinlerinin bu derlemede yer almasıysa önem arz ediyor. Arada kopuk bir halka var, “meraklısı” haricinde ellerin ulaşamadığı muhterem hazretler saydıklarım.
Tasavvufî Ahlâk, İrşâd, Sohbetler
Risalede künyeleri yer alan, alıntı yapılan eserlerden Mehmet Zâhid Kotku hazretlerinin Tasavvufî Ahlâk eserinin baskısı mevcut değil, Muzaffer Ozak hazretlerinin İrşâd’ın baskısı yok (tasavvufun e-kitap hâli tat vermiyor, üzgünüm), Gönenli Mehmet Efendi hazretlerinin Sohbetler kitabı 2001 yılında yayımlanmış fakat ulaşılamıyor. Gönül ister ki tüm bu eserlerin yeni baskıları yapılsın lakin biliriz ki saydığımız bu tasavvufî eserler arasında, eskiden destur alınıp okunacaklar da mevcut. Bazı eserlerin bu sebeple baskıları yapılmıyorsa, buna eyvallah. Bu gerekçe müstesna başka bir engel olmadığı takdirde bu eserlere ulaşmamız gerek.
İşte bu arzunun bir öncü işi olarak Kardeşlik Yazıları risalesini hazırlayan üç isme daha büyük bir hizmet imkânı düşüyor zannımca: Bu seksen sayfalık risaleyi geniş bir kitap hâline büründürmek. Seçtikleri metinlerin önünü ve ardını da, bağlamını bozmadan bir kitapta bir araya getirmek.
DİB Yayınları için, ciltli ve dikişli, titiz bir edisyonla böyle bir derlemeyi yayımlamak zor olmasa gerek. Şeyh Muzaffer Ozak hazretlerinin “Bunun zıddı olarak, mümine ihanet Allah Rasûlü’ne ihanettir, Allah Rasûlü’ne ihanet ise kuşkusuz Allah Teâlâ’ya ihanettir.” sözünün yankısına sahip çıkmak lazım gelir.
M. Fatih Kutan “dost ol kişidir ki…” dedi
dunyabizim.com































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.