Üç buçuk yıl kadar önce Şili’de meydana gelen maden kazasında, 63 gün boyunca göçük altında kaldıktan sonra sağ salim çıkarılan madencilerle ilgili olarak—ki bunlardan bazıları daha sonra, geçtiğimiz günlerde vefat eden Şeyh Nâzım Kıbrısî’yi ziyaret ederek, olay sırasındaki duaları ve manevî desteği için teşekkür etmişlerdi—şöyle yazmıştık:
“Şili’nin imrenilecek en önemli başarılarından biri, 1990’a kadar cunta rejimiyle yönetilmesine ve ondan sonra da yıllarca cunta kalıntılarının devletteki varlığı ile direnişinin devam etmesine rağmen, demokratikleşme sürecini ilerletmesi.
“Ve demokratikleşmenin getirdiği kazanımları hayatın diğer alanlarına da taşımayı başarması.
“Üstelik bunu, Türkiye örneğinde demokratikleşme için pozitif anlamda itici ve sürükleyici bir etken olan AB gibi bir faktör olmadan, büyük ölçüde kendi iç dinamikleriyle yapabilmesi.
“Yakın zamanda bunun iki örneğini gördük.
Yazının devamı için: http://www.yeniasya.com.tr/yazi_detay.asp?id=16162































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.