Cizre’de öğretmenlik yapan Cihat Meriç kardeşimiz İstanbul seyahati esnasında Tophane’de bizi de ziyarete gelmişti. Tramvay durağında karşıladım hocamızı. Tophane parkında ayaküstü civardaki tarihî doku ile ilgili kısa bilgiler verdim. Karınca kararınca tabi…
Aradan birkaç gün geçmiş, hocamız görev yerine dönmüştü. Facebook paylaşımında Tophane ziyaretinden de söz etmiş, “Tophane’de 360 derece tarih” diye bir ifade kullanmıştı. Bu ifade dikkatimi çekti. Zira 25 yıl Tophane’de ikamet etmiş olmama rağmen hiç bu gözle bakmamıştım Tophane’ye. Hakikaten insan uzun yıllar bir yerde yaşıyorsa zamanla çok önemli ayrıntılar bile önem arz etmiyor. İçinde bulunduğu değerin, güzelliklerin, kısacası nimetlerin farkına varamıyor. Bu durumu Eyüp Sultan’da da sezdim. Birçok Eyüplü dostumuz Eyüp’ün nice güzelliklerinden habersiz bir ömür tüketmiş. Bu örneğe birçok defa rastladım. Belki ben de Eyüp’te doğup büyüseydim (ki sonradan bu güzelim beldeye yerleştim) mezar taşlarıyla, tekkelerle, türbelerle, imaretlerle ilgilenmezdim diye düşünmeden edemiyorum. Farkındalığın oluşumunda vesileler yaratan Rabbime sonsuz kere hamd ederim…

Boğazkesen caddesinin adı nerden geliyor?
Bu girişten sonra haberimize semtin adıyla devam edelim.Tophane semti, adını Osmanlı döneminde burada yapılan top dökümhanesinden almış. Tophane-i Amire, Fatih Sultan Mehmet Han zamanında inşa edilmiş. Melling gravüründe kıyıda görünen Tophane Kışlası bugün yoktur. 1823'de Firuz Ağa Yangını’nda kışlalar yanmış, sonra yenilenmiştir. Bu yenileme sırasında Nusretiye Camii de yapılmıştır.
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/17340/kilic-ali-pasa-denize-cami-yaptirmis.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.