Marmaray'a binmiş miydi hiç acaba? Yazısında “çürük” dediği Marmaray günde kaç kez geçecek üstünden şimdi. 18 Ocak 2015 Pazar günü Afet Ilgaz Ablayı Yedikule Mezarlığı'nda toprağa verdik. Mezarda bir şey işitilmediğine inanırım, mezarın nasıl ve nerede olduğunun hiç önemi olmadığına da. Ama yine de Afet Ilgaz’ın mezarının Marmaray istinat duvarının toprakla doldurulmuş yamacında olması üzdü beni.
Cenaze evinde yaşlı komşu teyze ve aile profiline uymayan bize yöneltilen ‘Siz?’ sorusuna ‘Arkadaşıyım’ diye cevap vermek biraz garipti, ama öyleydi. Yıllar önce tanımıştım onu. Yaş olarak hepimizden büyük olmasına rağmen oturup ‘kız kıza’ muhabbet ettiğimiz arkadaşımızdı. Onun evinde buluştuğumuzda bir seferinde, kollarını gösteren siyah şifon elbisesi için ‘Kız kızayız diye giydim’ demişti de epey gülmüştük.
Bizi hayatta ve diri tutan aslında sorumluluklarımız ve işlerimiz
Ekibimizi oluşturan ‘kızlar’ topluma ve dünyaya dair dert sahibi kimseler olunca siyasetten edebiyata, tarihten eğitime konuşulmadık konu kalmazdı. Türkiye’de yeni gelişmeler olduğunda ‘toplanalım’ der, en çok da Afet Ablanın fikirlerini merak ederdik.
Fikirleri, siyasi görüşü, muhalefeti konuşulabilir ama bunlardan çok onun kadın oluşu, anne ve evlat oluşu var benim aklımda kalan. Çok bunaldığım bir gün iş yerinden ona gitmiştim biraz sohbet edelim diye. Yine rahatsızdı biraz. Uzandığı kanepesinin dibine oturdum ve saatlerce aşktan konuştuk. Rıfat Ilgaz’la aşkını ve nasıl severek ayrıldığını anlattı bana, eski fotoğraflarını gösterdi. Bu aşk vesilesiyle Allah aşkını bulduğunu söylerken ışıl ışıldı gözleri. Safiye Erol’un Ciğerdelen ve Ülker Fırtınası’nı verdi kafamdaki ve gönlümdeki sorulara belki cevap bulurum diye.
Yazının devamı : http://www.dunyabizim.com/Manset/19268/kiz-kiza-muhabbet-ettigimiz-arkadasimizdi.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.