• İstanbul 18 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 23 °C
  • Konya 21 °C
  • Sakarya 15 °C
  • Şanlıurfa 25 °C
  • Trabzon 19 °C
  • Gaziantep 24 °C
  • Bolu 15 °C
  • Bursa 16 °C

M. Seyfettin Erol'dan: 'Minyatür Ortadoğuda Papatya Falı' Açmak!

M. Seyfettin Erol'dan: 'Minyatür Ortadoğuda Papatya Falı' Açmak!
Ayn el-Arap, bir diğer adıyla Kobani... Dış politikada geldiğimiz, daha doğrusu çaktırılıp kaldığımız ve her hamlede biraz daha çıkmaza girdiğimiz bir Suriye kasabası. Tam bir batak! “Minyatür Ortadoğu”...
seyfettinerol22

Ayn el-Arap, bir diğer adıyla Kobani... Dış politikada geldiğimiz, daha doğrusu çaktırılıp kaldığımız ve her hamlede biraz daha çıkmaza girdiğimiz bir Suriye kasabası.    

Tam bir batak! “Minyatür Ortadoğu”... Bu kasabada şeklen çarpışanlar her ne kadar “YPG-PKK-ÖSO” kuvvetleri üçlüsü ile IŞİD gibi görünse de; aslında, Suriye krizinde tüm taraflar burada büyük bir “hesaplaşma” içerisinde.    

Örtülü savaş her ne kadar Esad üzerinden Suriye gibi gözükse de, gelinen son aşama asıl hedefin Türkiye olduğunu çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Ankara’nın attığı adımlara karşılık, çelişkili gibi görünen bir takım karşı hamleler-söylemler, aslında dikkatlice bakıldığında kendi içerisinde güçlü bir mantığa sahip.    

Hepsi aynı adrese çıkıyor! Ortadoğu bataklığı...    

***    

Evet, Türkiye at izinin it izine ustaca karıştırıldığı çok sinsi bir tuzak ile karşı karşıya. Türkiye üzerinden oyun kurmaya çalışıp, sonrasında oyuna geldiğini gören “Büyük Patron”, şimdilerde Türkiye’ye “oyun öyle değil, böyle oynanır” dersi vermeye çalışıyor.    

2012’den bu yana ortaya koyduğu “radikal” tavır değişikliğinin altında da bu husus, daha doğrusu “karın ağrısı” yatıyor. Dolayısıyla, dış politikada Mısır’daki askeri darbe sonrası bütün işlerin ters gitmeye başladığı Suriye krizinde Kobani Türkiye açısından gereğinden fazla bir öneme sahip!    

Yanlış bir karar, Türkiye’nin en az 50 yılına mal olacağa benziyor. Hatta iç istikrarına, barışına da...    

***    

Dolayısıyla Kobani, sadece dış politika bağlamında değil iç politikada da oldukça belirleyici bir adres! Son “kalkışma” ya da “kalkışma provası” bunun en temel göstergesi. “Kobani düşerse, çözüm süreci de biter” açıklaması (daha net bir ifadeyle şantajı) halen gündemdeki sıcaklığını koruyor.    

PKK tarafından Türkiye Cumhuriyeti’ne dayatılmaya çalışılan ve bir “kırmızı çizgi” olarak da karşımıza çıkan Kobani, bu yönüyle “Türkiye Kürtlüğü” açısından da önemli bir sınav alanı...    

Önlerinde iki seçenek var: Ya Selahaddin Eyyubi’nin yolunu seçecekler ya da....    

***    

Diğer taraftan, bu şantaj ya da yaşanan son gelişmeler bundan sonraki süreçte artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağıyla ilgili önemli sinyaller veriyor. “Toplumsal sinir uçları” burada çok net bir şekilde test edilmiş vaziyette.    

Fay hatlarının fazlasıyla kırılgan bir hal almaya başladığı bir süreç ile karşı karşıyayız.  “Kürt Sorunu” üzerinden, bir “Türk Sorunu”nun söylemden alana indirilmeye çalışılması, bu açıdan oldukça dikkat çekici bir gelişme.    

“Çözüm süreci” mi, “çözülme süreci” mi sorusu bundan sonra daha da kritik olacağa benziyor. Dolayısıyla, kuşatılan sadece Kobani ve burada varlığı tartışmalı bir hale gelen Kobanili sivil Kürtler değil. Türkiye’nin iç ve dış politikası da bir anlamda Kobani üzerinden teslim alınmak ya da en azından sabote edilmek isteniliyor!    

***    

Temel sorun da aslında bu ve bundan ötürü Ankara bıçak sırtında. Zaman kazanmaya yönelik olarak izlenilen kriz politikasının artık dışarıda ve hatta içeride pek bir karşılığının olmadığı anlaşılıyor.    

Tüm Ortadoğu’nun hamiliğine soyunmuş olan Türkiye’ye sınırlarının 250 metre ötesinden adeta meydan okunuyor ve daha fazla taviz vermesi isteniliyor.    

Bu bağlamda Türkiye’nin koalisyon gücü içerisinde yer alması, Suriye konusunda ortaya koyduğu hedeflerin sınırlanması ve hatta Suriye’ye yönelik bir askeri operasyon durumunun “isteniyor, istenilmiyor” şeklinde bir “Papatya Falı”na dönüştürülmesi de oldukça dikkat çekici.    

***    

Düne kadar Türk askerini bölgede “BOP’un lejyoner kuvvetleri” olarak kullanmak isteyen ABD ve “bizi IŞİD’den kurtarın” diyenler resmen kafa buluyor! Bu hususta ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin sözleri aynen şöyle:  “Türkiye koalisyonda görev alıyor ve belli alanlarda yardım ediyor. Ancak kesin olan bir şey varsa, aralarında Kürtlerin, Iraklıların, Suriyelilerin ve diğerlerinin olduğu farklı gruplar, Türk askerlerini Kobani’de istemiyor.”    

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf’in açıklaması da bu noktada oldukça önemli. Sözcü, iki ülke arasında Suriyeli ılımlı muhalefeti eğitmek ve destek vermek konularında anlaşma sağlandığını söylüyor.    

Suriye muhalefeti, hatırlanacağı üzere Türk-Amerikan ilişkilerinde başlangıçta önemli bir “işbirliği”, sonrasında ise “kırılma” nedeniydi. ABD bu muhalefetin radikalleşmesinden yana duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş ve yolları ayırmıştı. Bundan dolayı, “ılımlı muhalefet” ile ne kastedildiği ve kimleri içine aldığı sorusu çok önemli. Ve bunun emareleri yine kendisini Kobani’de gösteriyor gibi. Dikkatlice bakıldığında görülecektir!

 

13.10.2014 Milli Gazete 

 

Bu haber toplam 580 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim