• İstanbul 23 °C
  • Ankara 28 °C

Mustafa Kutlu ve Dilin İktidarı

Mustafa Kutlu ve Dilin İktidarı
Hikâyeleri ile büyük şöhret kazanan, en çok okunan yazarlarımız arasına giren Mustafa Kutlu deneme kitaplarıyla da ilgi çekiyor. Son kitabı Akıntıya Karşı güzel bir örnek.

Mustafa Kutlu’nun Akıntıya Karşı kitabı bugün hepimizi kuşatan modernliğin meselelerine karşı irfan sahibi bir yazarın ârifane sözlerinden oluşuyor.

Sunuş’ta Kutlu’nun zikrettiği bir mektup var. “Aziz insan”ın nasıl görünüşte yüceltiliyor gösterilerek zelilleştirildiğini anlatan bir mektup bu.

Yunanistan’daki mülteci kamplarında tutulan göçmenler Avrupa ülkelerinin liderlerine bir mektup gönderiyorlar:

“Bize en azından hayvanlara tanıdığınız hakkı tanıyın!”

Bu mektubun Avrupa’nın anlı şanlı liderleri tarafından nasıl karşılandığını merak etmiyoruz. Çünkü bu insanlara gösterilen muamele işte o mektupta ifade edilen hayvan hakları seviyesine hâlâ ulaşılmış değil! Eğer bu mülteciler ölme hakkını kullanamamışsa, yani hayatta kalıp bu kamplara hapsedilmişse, Avrupalının itlerine yapıkları muameleden çok aşağısına maruz bırakılıyorlar.

Kapitalizmin tekno kapitalizm çağında Kutlu akıntıya karşı konuşuyor: “Tüketim toplumuna direniş, akıntıya karşı dik durmak, dirilişin ilk adımıdır.”

Bu direnişin ipuçlarını geçmişimizden çıkarıyor. Tüketim toplumu değil kanaat toplumu olmak işin esası. Bu kitapta yer alan yazılar Yeni Şafak gazetesinde yayınlanmış. Başlıklar bile bizi konunun içine çekmeye yetiyor:

Ne varlığa sevinirim ne yokluğa yerinirim, El emeği göz nuru, Tüketim tapınakları, Bedenin dekorasyonu, Müzikte nereden nereye, Form, teknik ve teknoloji, Sosyal medyanın içyüzü, Dinamit, Vakit nakit midir?, Düğün, Garplılaşmanan neresindeyiz?, Mevlid, Yardım eli, Paylaşmak, Tanrı misafiri, Fikirde iktidar, Yol haritası, Kovadis, Bir şehir kurmak, Dört keçi bir inek, Dilin iktidarı.

Kutlu, “Akıntıya Karşı” genel başlığını kullandığım görülüyor. Okuyucu sorabilir: Nedir bu “akıntı”? sorusunu soruyor ve şöyle cevaplıyor:

“Efendim bu “akıntı”, kan içici kapitalizmin tüm dünyayı (insanı-tabiatı-hayatı) önüne katıp sürükleyen boz-bulanık ve karanlık selidir, sömürü düzenidir. Ha küresel, ha ulusal farketmez. Öyle bir güç temerküzü sağlamıştır ki; bilim insanları, üniversiteler, laboratuvarlar, uzmanlar, ilaçlar ve silahlar, bürokratlar, işçiler, şirketler, hukuk-iktisat ve siyaset, eğitim ve sanat bu gücü biat etmiştir, onun emrinde çalışır.

Tek bir istisnası vardır bunun.

“Âmentüye inananlar”. Onların kalbi, imanı, zihni ve fikri. Bu insanların potansiyel “isyan ahlâkı” akıntıya karşı çıkabilir. Peki nerede bu insanlar?

Neden bir bayrak açıp zulme karşı çıkmıyorlar?”

Mustafa Kutlu kitabın sonunda müzminleşen dil meselemizi ele alıyor. Üç yazıda “Dilin İktidarı” konusunu işliyor. Bu konuyla ilgili görüşlerini temellendirirken D. Mehmet Doğan’dan “güzel türkçe savaşçısı” olarak söz ediyor ve Doğan Büyük Türkçe Sözlük başta olmak üzere, eserlerinin öneminin altını çiziyor.  

Dilin İktidarı yazısını, önemine binaen buraya alıyoruz:

 

DİLİN İKTİDARI -1

 

Bu sütunda "Fikirde İktidar" başlığı ile bir yazı yayımladım. Bu yazının omurgasını Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 19 Ekim 2020 Pazartesi günü İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi'nin açılış töreninde yaptığı konuşma oluşturmuştu.

Sayın Reisicumhur şöyle diyordu:

"Kendi köklerimizi tamamen unutarak veya dışlayarak iki asırdır kendimize yol ve yön bulmaya çalışıyoruz. Bir başka ifadeyle, fikrî bir buhranın içinde çırpınıyoruz. Hâlbuki siyasî bağımsızlığın da, ekonomik bağımsızlığın da temelinde fikrî bağımsızlık yatar. Osmanlıdan Cumhuriyet'e ülkemizin bu süreçte yaşadığı tartışmaların merkezinde hep geleceğimizi nerede arayacağımız sorusu yatmıştır. Sonuçta, ülke ve millet olarak kendimizi, kontrol-süz bir batılılaşma fırtınasının içinde bulduk. Fikri hür, irfanı hür, vicdan hür nesiller yetiştirmek için çıkılan yolun, en sığından, en bayağısından, en çarpığından bir Batı taklitçiliğine dönüşmüş olması, Cumhuriyetimizin en büyük kaybıdır.

Buradaki tüm misafirler Hükümet olmakla muktedir olmak, muktedir olmakla İktidar olmak arasındaki farkı inanıyorum ki gayet iyi biliyor. Aynı şekilde gerçek iktidarın fikri iktidar olduğunu da biliyoruz. Fikrî iktidarımızı hâlâ tesis edemediğimiz kanaatindeyim. Fikri iktidarı siyasî kadrolar değil, ilim, sanat ve hikmet insanları inşa eder. Siyasî kadrolar onlara ancak ihtiyaçları olan zemini sağlar.”

Fikirde iktidarın sağlanması için muktedir bir dile ihtiyaç vardır.

"Güzel Türkçemiz 20. asrın başında yapılan sadeleştirme girişimleri ile her tür fikrin ifadesi için yüksek seviyede bir olgunluğa ulaşmış idi.

Ancak Cumhuriyet’ten sonra yapılan harf ve dil devrimleri ile "güzel ve muktedir Türkçe" iktidarı kaybederek yerlerde sürünür bir hâle düşürüldü. (Bu insafsız ve izansız kıyımın tüm safhalarını, sebeplerini yılmaz bir "Güzel Türkçe" savaşçısı olan D. Mehmet Doğan'ın verdiği eserler ve muhteşem "Doğan Büyük Türkçe Sözlük" ile dil ve kültür üzerine yazdığı kitaplardan öğrenilebilir. TDK'nın yaptığı tahribata karşı güzel Türkçeyi savunan kalemlerin yakın tarihte çetin bir savaşı oldu. Lâkin İngilizce'nin modernleşen toplum hayatına dükkân tabelalarından günlük dile kadar uzanan hegemonyası sonucu (Bilhassa ana okulundan üniversiteye kadar İngilizce tedrisât sebebi ile) taraflar baskıya boyun eğerek davayı terketti.

Dilini kaybeden kendini kaybeder.

Türkçemiz yeniden görkemli günlerine dönmedikçe fikrin iktidarı" da mümkün olmayacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı 20 Ocak 2021 Çarşamba günü “Kültür ve Turizm Bakanlığı özel Ödülleri" töreninde yaptığı konuşma ile "dil meselesi" konusunda gereken uyarıyı yaptı. İngilizce'nin hayatımızı istilası artık günlük dile intikal etmiş bazı tabirler dışında, kalıp olarak cümleler de kullanılmaya başlamıştır. Msl: "Kendine iyi bak" cümlesi bir TV kanalında program adı olarak görülmüştür.

Bu tutumun tezahürlerini önümüzdeki yazılarda, Sayın Cumhurbaşkanının konuşmasından bazı bölümler ile vermeye çalışacağım.

Batı dillerinden dilimize intikal eden kelimelerden (Doğan Büyük Türkçe Sözlük'ten) bazılarını seçerek bu yazılar vesilesi ile okurlarımıza sunuyorum. Bunlar tıp lügatinden veya teknolojinin mecbur kıldığı bilim dallarından öte "günlük dile" girmiş, bazılarının Türkçe karşılığı olduğu hâlde daha havalı oluyor züppe tutumu ile kullanılan kelimeler. TDK bu kelimelere zaman zaman karşılık teklif ediyor. Espri konusu edilmeyen bazı karşılıklar dilimize yerleşmiş ve benimsenmiştir.

Akademya ile TDK'nın, ayrıca MEB ile medyanın, eli kalem tutanların bıkmadan-usanmadan bu konuda titizlik göstermesi, bir "dil savaşı" vermesi elzemdir. Seçtiğim kelimeleri bu ve daha sonraki yazılarda vereceğim.

agresif, ajanda, ajitasyon, aksiyon, aktivist, alternatif, analiz, anarşist, antipatik, aranje (etmek), asimilas-yon, asorti, astrolog, atraksiyon, banal, bandırol, banko, barkod, bariyer, bienal, bilbord, blog, blok, blokaj, bonservis, bordür, boykot, branş, brifing (almak-vermek), brüt, burjuva, broşür, burs, bursi- yer, butik, bürokrat, büro, çekap, çek (etmek), data, databank, defakto, defans, defo, deforme, defor- masyon, dejenere, dejenerasyon, deklare (etmek), dekolte, delege, delegasyon, demagoji, demo, demode, demografi, demoralize, deodoram, depar, departman, deplase, deplasman, depozito, depres-yon, despot, despotik, destabil, deterjan, detone, dezanavantaj, dezenformasyon, dijital, dikotomi, diksiyon, dikta, diktatör, dikte, dinamik, dinamizm, diplomasi, diplomat, direktif, direktör, diskalifiye, disko, diskotek, diskur, diyabet, diyagonal, diyalekt, diyalektik, diyalog, diaspora, diyet, dogma, dogma-tik, doktrin, doküman, dominant, dominyon, döviz, dram, dramatik, duayen, dublaj, duble, dubleks, dublör, e-meyl (e-mail), efekt, efektif, ego, egoist, egzotizm, egzotik, eklektik, eko, ekol, ekonomi, ekose, ekosistem, ekran, eksantrik, eksper, eksport, ekspres, ekstra, ekstrem, elâstik, elektro, elektronik, elit, elitizm, emperyal, emperyalizm, empoze, endikasyon, enformasyon, enstrüman, entegre, entelektüel, entelijansiya, enteresan, enternasyonal, enterne (etmek), entrika, envanter, epik, epope, erotik, erozyon, etik, emoji, falso, fanatik.

41aiilyocxl._sr600,315_piwhitestrip,bottomleft,0,35_sclzzzzzzz_fmpng_bg255,255,255.png

Bu haber toplam 2093 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim