Mustafa Özcan'dan: İslamcıların kılığına girmek

Reuters Haber Ajansı Sisi ile alakalı ilginç bir analiz yayınladı. Analizde Tom Perry’nin imzası dikkat çekiyor. Bu analizde mühim tespitler var. Ama en önemlilerinden birisi, Sisi’nin İslamcıların yerine geçmek istemesi. Yerlerine göz dikmesi.  'Egypt’s Sisi turns Islam on the Islamists’ başlıklı analiz yazısında buna işaret eden ibarelerden birisi şu: He is trying to replace the Islamists. Yani İslamcıların yerine geçerek ve onların yerini alarak İslamcılarla mücadele etmek istiyor.  Dindar postuna bürünerek bir biçimde kendisini kurtarıcı olarak görüyor ve takdim ediyor.  İslamcıların yerine geçmek istemesi ve daha önce de Müslüman Kardeşleri iğfal etmesi bana sahte havari Yahûda İskaryot’u hatırlattı.  Yahûda İskaryot Hazreti Mesih’i Yahudilere ve Romalılara ihbar ediyor ve  Romalı askerlerin önüne düşerek havarilerle Mesih’in kaldığı yeri göstermeye gidiyor. Bu arada içeride bir iltibas oluyor ve Romalı askerlerce Mesih’e benzetiliyor ve Hazreti İsa yerine çarmıha geriliyor.  Böylece hayatını  'el cezau min cinsi’l amel/ ceza işin cinsindendir’ sırrına uygun bir biçimde tamamlıyor.  Şimdi de Sisi’nin bir biçimde İslamcıların kılığına girdiğini görüyoruz.  Hazreti Mesih’i Yahudi ve Romalılara ihbar eden  Yahûda İskaryot’a nazire Abdulfettah Sisi de Mürsi’yi devirerek yeni Roma olan Amerikalılardan ve  Yahudileri temsilen de İsrail’den aferin alıyor. Sisi Yahudilerin kahramanıdır. Sözgelimi İsrailli general Amus Gilad Sisi’nin İsrail ile Mısır arasında bir bağlaç noktası olduğunu ve Sisi’nin Mısır’ı kurtardığını ileri sürmüştür (http://elshaab.org/thread.php?ID=73777 ). İsrail’in adamı olması hasebiyle kendisine Deccal diyenler de olmuştur.

*

Evet! Rüyalar üzerinden Sisi kendisini kurtarıcı olarak takdim ediyor. Eski reislerden Enver Sedat’ı rüyasında gördüğünü ve kendisine bir gün Mısır’ın başına geçeceğini söylediğini aktarıyor.  Bunun gibi kendisinden birçok rüya aktarılıyor. Lakin bu rüyalardaki adam İslam karşıtlarını değil İslamcıları tenkil ediyor. Ortadan kaldırıyor.  Mina Salah adlı yazar seçim atmosferindeki Mısır’da ne Sisi’nin sanıldığı gibi Mehdi-i Muntazar ne de rakibi Hamdin Sabahi’nin Deccal olduğunu ifade ediyor (http://www. onmasr.com/articles/20747 ). Aslında Sisi’nin bırakın Mehdi olmasını deccallerden birisi olması pek muhtemeldir.  Lakin Sisi kurtarıcılık üzerine bir algı operasyonu yürütüyor. Onun kurtarıcılığı İslam kisvesi altında Mısır’ı İslamcılardan kurtarmak olarak görünüyor! Bütün mesaisini Müslüman Kardeşleri devirmeye ve ortadan kaldırmaya adamış durumda.  Sadece Müslüman Kardeşlerle değil aynı zamanda yüzyıllar boyunca hakim olan İslami söylemle de zoru var.  Müslüman Kardeşlerin sanki mutlak hakikati ellerinde bulunduruyormuş gibi davrandıklarını ve şiddete bulaştıklarını varsayıyor.  Halbuki, Müslüman Kardeşler olaylar öncesinde de sonrasında da iç ve dış basına şiddete karşı olduklarını ve mesafeli kalacaklarını deklare etmiş bulunuyor. Bunu gölgeleyecek herhangi bir eylem ve faaliyetleri de tespit edilemedi. Gösterileri şiddet karinesi olarak gösteriyor ve onun ötesinde burada öldürülenleri de kışkırtmacı ve onun ötesinde teröristler olarak damgalıyor veya yaftalıyor.  Mürsi lehinde ölenler terörist olarak takbih edilirken aleyhinde ölenler kahraman mertebesine isal ediyor!

*

Yüzyıllardan beri doğru İslami söylemin olmadığını savunan Sisi doğru İslami söylemi ortaya koyacağını vaat ediyor!  Yanlış İslami söylem nedeniyle  50 yıldan beri Mısır’da turizm sektörünün yerinde saydığını, gelişemediğini ve yeşeremediğini savunuyor.  Anlaşılan ülkesini Tayland’a çevirmek istiyor!   Turizmi sektörünü baltalayan faktörün hizmet sektöründeki kalitesizlik olduğunu görmek istemiyor.  İstese de zaten göremez. Aydınlanmış bir İslami modelden bahsediyor. İslam’ın çağdaş yorumuna hasret kaldıklarına temas ediyor. Dini söylemin yüzyıllardır donuk olduğunu ileri sürüyor.  Durumdan vazife çıkartarak dini mühendisliğe soyunuyor. Yaser Abdulaziz adlı gazeteci Sisi’nin 'dindar’ ama Vehhabi olmadığına değiniyor.  Öyleyse 3 Temmuz darbe gecesinde Nur Hareketinin lideriyle aynı karede ne işi vardı? Putin için yazılan kitaplardan birisinin başlığı 'yüzsüz’.  Acaba Sisi’nin yüzü var mı? Varsa kaç yüz taşıyor? Yaser Abdulaziz adlı gazeteci Sisi’nin dindar olduğunu ama yönetimle dini birbirine karıştırmayacağını ifade ediyor. Sisi bazı konuşmalarında çocukluğunda Muhammed Mütevelli Şaravi’den ve konuşmalarından etkilendiğini söylüyor. Bir de ’ölen de öldüren de bizdendir’ diyen Mısır eski Müftüsü Ali Cum’a’dan da etkilendiği varsayılabilir. Fotoğraf kareleri bu ilişkiyi belgeliyor. Kahire Amerikan Üniversitesi hocalarından Eşref Şerif de Sisi’nin doğru İslamiyeti diriltmek ve canlandırmak için var olduğunu ifade ediyor.  'Doğru İslamiyet’ ona ve patronlarına göre, İslami hareketlerin kanadının kıran anlayış olmalıdır.

17.05.2014 Milli Gazete