*
Entellektüel hem aklın, hem gönlün hem yönetenler, hem yönetilenler açısından, çift yönlü eleştiri yapmasını bilmesinden gelir. Onlar eleştiri oklarını, hem yönetenlere, hem yönetilenlere çevirirler, sözkonusu iki kesim arasında bir köprü işlevi görürler, doğrunun, güzelin ve iyinin yanında yer alırlar, hem nalına, hem mıhına vururlar.
*
Yönetenler kadar yönetilenlerin de seslerinin duyulduğu, kamu kuruluşları kadar gönüllü kuruluşların da güçlü olduğu, şeffaf bir dünyada, entellektüellerin sorumluluğu üçe katlanıyor. Düzleşen dünyada, herkes gününden sorumlu, bir entellektüel gibi, davranmak zorundadır. Erdemli bir toplumda, ister yöneten olsun, isterse yönetilen olsun, herkes kendi ölçeğinde, olumlulukları özendirmek, olumsuzlukları önlemekle görevlidir.
*
Entellektüel olmak, sürekli yakınan, sürekli şikayet eden ve sürekli suçlayan olmak değildir. Ancak, bütün dünyada olumlulukların olduğu kadar, olumsuzlukların da mimarları, entellektüellerdir. Entellektüel işaret parmağıyla göstererek, birini eleştirirken, üç parmağının da, kendisini gösterdiğini unutmamalıdır.
*
Entellüktüel ana dilinde yazmasını, akıl dilinde düşünmesini ve gönül dilinde konuşmasını öğrenmelidir. En ağır yükler entellektüellerin omuzlarına yüklenir.
*
Entellektüeler arılara benzerler, binbir çiçekten yararlanırlar, yine de düşünceleri kendilerine özgüdür.
*
Entellektüel insanı insana karşı savunur.
*
İnsan eleştirisiyle entellektüel olur.
02.10.2012 Yeni Şafak































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.