• İstanbul 21 °C
  • Ankara 17 °C

"Nefret" diline ve "Edebe" dair iki yazı

Ahmet Doğan İLBEY

Ali Yurtgezen hocanın Semerkand Dergisi Eylül 2022 sayısındaki “Nefret ediyorum öyleyse varım!” adlı yazısı ile Mostar dergisi Eylül 2022 sayısındaki “Edep bir tâc imiş nûr-ı hüdâ’dan” adlı yazısı nezdimde dokunaklı yazılardır.

Din kardeşlerimize karşı nefret dilinin toplum çatışmasına dönüşme tehlikesiyle karşı karşıyayız. “Nefret” dili yıkıcı bir üslûp olarak kışkırtılmış câhil ve lümpen gruplarda alabildiğinde kullanılıyor ve belli odaklardan besleniyor. Adı geçen yazıların bâzı bölümlerini bu meselelere hassasiyeti olan okuyucularla paylaşarak duyurmak istiyorum. Semerkand dergisindeki “Nefret ediyorum öyleyse varım“ adlı yazıdan birkaç bölüm:

“Câhiliye asabiyesinde, üstünlüğün takvada olduğuna dair ayet ve hadislerde açıkça ifade buyurulan hakikate muhalefet vardır. Üstünlük ırk, kavim, kabile, ten rengi gibi insanın kendi tercihi olmayan beşerî özelliklerde yahut gelip geçici dünyevî imkânlarda aranmaktadır. Bununla da yetinilmemekte, başka mensubiyetlere sahip herkes aşağılanıp her türlü haksızlığa, hukuksuzluğa, zulme müstahak görülebilmektedir. Bu yüceltme ve aşağılamalara tarihten yahut münferit olaylardan bulunan gerekçeler bugüne taşınmakta veya genelleştirilmektedir. Kısaca cahiliye asabiyesi, ilahî ölçüleri ve akl-ı selimi devre dışı bıraktıran nefsanî tepkilerden ibaret bir zorbalık, fert veya toplulukları kendilerine yapılmasını istemedikleri şeyleri başkalarına yapmaya sevk eden bir ahlâksızlıktır. Ve elbette büyük günahtır. Bu sebeple âyet ve hadislerde cahiliye asabiyesinin bütün çeşitleri gibi ırkçılık yahut kavmiyetçilik çeşidinden de şiddetle sakındırılırız. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vessellem, pek çok hadis-i şerifinde böyle bir günaha yönelmememiz için ikazlarda bulunur. Bunlardan birinde buyurur ki: Kim (yoldan çıkmış bir topluluğun açtığı) asabiye bayrağı altında savaşır, insanları asabiyeye çağırır, asabiyeye yardım ederken ölür veya öldürülürse, cahiliyye ölümü üzere ölmüş olur.’ (Müslim, İmâre 57)

Kör-kütük bir yöneliş  (…) Şu sıralar biz de de böyle bir cahiliye gayreti var. Siyaseten oy devşirmek isteyen bir güruh, ummiyye bayrağı açmış durumda. Sığınmacılardan kaynaklı, her zaman ve mekânda yaşanılması kaçınılmaz sıkıntıları istismar ederek, abartarak, olmadı bunları uydurarak, insanları bu bayrak altında toplanmaya çağırıyor ve az sayıda da olsa taraftar buluyor. Bizim bir tek kardeşimizin bile cahiliye ölümü ile ölmesine razı olmamamız, bunun için de bu tavrın yanlışlığını ısrarla anlatmamız gerekiyor. Sığınmacılar üzerinden körüklenen ırkçılık bir kere modern Batı’dan ithal anlayışla kabile asabiyesini de aşan katmerli bir cehalete, dehşetli bir körlüğe delalet ediyor. Zira kabile asabiyesinde daha ziyade şeref vesilesi zannedilen hallerle üstünlük iddiası varken, modern ırkçılıkta biyolojik anlamda bir üstünlük iddiası vardır. Batı ırkçılığı, kendileri dışında kalanları barbar, yabani, vahşi gibi nitelemelerle insan dışı bir kategoriye dâhil eder. Kaynakları paylaşmamaya, sömürmeye, bunun için gerektiğinde katliam yapmaya sevk eden bir bencilliğe dayanır. İkincisi, Batı’dan ithal ırkçılık, Batılılar adına bir ırkçılığı sergilemek gibi bir ahmaklığın alametidir.

Devamı: https://www.yenisoz.com.tr/yazarlar/nefret-diline-ve-edebe-dair-iki-yazi-3693/

Bu yazı toplam 122 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim