• İstanbul 19 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 23 °C
  • Konya 18 °C
  • Sakarya 19 °C
  • Şanlıurfa 26 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 25 °C
  • Bolu 16 °C
  • Bursa 18 °C

Nihat Sami Banarlı: Kelimelerimizi sevmeliyiz

Nihat Sami Banarlı: Kelimelerimizi sevmeliyiz
Ekrem Sakar, dilimiz üzerine araştırmalar yapmış, yazılar kaleme almış ve muhtelif yerlerde konferanslar vermiş Nihad Sami Banarlı ile Türkçe üzerine konuştu.

Türkçe'yi kimimiz zengin bulur, kimimiz fakir. Kimimiz dile dair kafa yorar, kitap okur; kimimiz ise dili salt bir konuşma aracı olarak algılar. Öyle ya da böyle Türkçe bizim anadilimiz olduğundan, herkesin bu dil hakkında az çok fikri vardır. Biz de belki yeni bir perspektif kazandırır düşüncesiyle bu konuda araştırmalar yapmış, yazılar kaleme almış ve muhtelif yerlerde konferanslar vermişNihad Sami Banarlı ile Türkçe üzerine konuştuk.

(Not: Bu “hayalî” röportaj metni, Nihad Sami Banarlı'nın 'Türkçenin Sırları' kitabından iktibaslar yapılarak oluşturulmuştur.)

Dil devrimiyle başlayalım. Dilimizde yer alan Arapça ve Farsça kökenli kelimeleri kovma faaliyetlerine karşı duranlardan ve bu konuda pek çok konuşma yapanlardan birisi olarak bu mücadelenizin sebebini sorsak ne dersiniz?

Kelimeleri hor görmek, hakir görmek, hele şu veya bu politik veya ideolojik sebeple dilden atılabilir görmek, onların oluş ve yontuluş tarihini bilmemekten ve umursamamaktan doğan bir gaflettir. Çünkü milletlerin olduğu gibi kelimelerin de tarihi vardır. Bu milletin ataları asırlarca o kelimelerle duymuş, onlarla düşünmüş, birbirlerini ve evlâtlarını o kelimelerle sevmiş, bu kelimeleri millî bir sanatla işleyip güzelleştirmiş ve kendi musıkîsiyle seslendirmişse, evlâtlar artık o kelimelere düşman kesilemezler. Buna büyük milletler değil, yaratılıştan küçük milletler bile cesaret etmemiştir. Böyle, bir tarih boyunca işlene yontula, güzelleşmiş, halk şiirine, aile harimine, millî vicdana yerleşmiş kelimeleri sevmemiz, anlamamız ve korumamız tabiiidir.

Bunları anlatınca “Bir kelime attıysak ne zararı var, yerine yenisini koyduk ya” diye itiraz edenler oluyor. Hâlbuki işin içinde aralarında mana farkı olan pek çok kelimenin bir kelimeyle karşılanması ve tefekkürün kısıtlanması vakası söz konusu değil mi hocam? 

Türkçe bir mecazlar ve cinaslar lisanıdır. Onda her kelimenin birçok manası olmuş, her kelime birçok başka sözle birleşerek zengin bir mana âlemi, bir kelime ailesi kurmuştur. Türkçeden, Türkçe veya Türkçeleşmiş bir kelime atmak, çok kere bir kabile halkını toptan öldürmek kadar kabarık sayıda bir harcayıştır. Türkçeyi fakirleştirmek için “adam” yerine kişi, “insan” yerine kişi, “zat” yerine kişi, “şahıs” yerine kişi vb. dememizi isteyenlerin düştükleri korkunç hata çok yerde belirtilmiştir.

 

 

Devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/19170/nihat-sami-banarli-kelimelerimizi-sevmeliyiz.html

Bu haber toplam 1471 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim