“Siz benim nereye gittiğimi bilmediğiniz için ağlıyordunuz. Bense dünyada böyle bir ölüm için yaşamıştım. Muradıma erdim.” Nurettin Topçu
Peygamber Efendimiz (sav) bir hadis-i şeriflerinde “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz ve nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz.” buyuruyor. Bu hadis-i şeriften de anlaşılacağı üzere; hayat, içinde yaşadığımız dünyadan ibaret değildir. Ana rahmine düştüğümüzden, ya da “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sualine muhatap kılındığımızda “Belâ” diye mukabelede bulunduğumuz andan itibaren başlayan yolculuğumuz yeniden dirilişe kadar devam ediyor ve her vardığımız durak bir önceki yolculuğun izlerini taşıyor.
Merhum Nurettin Topçu, hikâyelerinden oluşan ‘Taşralı’ adlı kitabın son kısmında “Geleceğin Masalı” adı altında; Mahşer, Büyük Mahkeme, Ebedi Hayat olmak üzere üç hikâye yer almaktadır.
‘Ebedi Hayat’ adlı hikâyede Nurettin Topçu ölümü, yitip kaybolmak olarak değil; Mevlana Hazretlerinin Şeb-i Arus “Düğün Gecesi”, “Hakk’a vuslat” olarak değerlendirdiği gibi, bir yeniden diriliş olarak görür ve “Bense dünyada böyle bir ölüm için yaşamıştım. Muradıma erdim” der.
“İdeal bir hayata doymamıştım ama, dünyanızın çile ve ıztırap dolu hayatından usanmıştım. Yorgundum; varlıktan sıyrılan bir sonsuzlukta sanki binlerce yıl dinlenmeye muhtaçtım” sözleriyle Nurettin Topçu; dünya hayatının doyumu olmayan çile ve ıztırap dolu olduğunu, cenneti bu dünyada arayanların yanıldıklarını ve hüsrana uğrayacaklarını dile getirir.
Devamı: https://www.dunyabizim.com/mercek-alti/nurettin-topcu-boyle-bir-olum-icin-yasamistim-h40817.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.