Kimisinde ilim ve kibri görürsünüz. Kimisinde de ilim, hilm ve tevazuyu... Onlar, bir çiçeğin büyüyerek hayatı selamlamasından sonra, ait olduğu topraktaki köklerini ve aslîyetlerini unutmayanlardır. Daîmî bir şükür halini kuşanırlar.
Bu yıl dünyadaki 80. yaşını yaşayan Mehmet Genç Beyefendi, insanda bu izlenimi bırakır. İzlenimden de öte, bu belki de özlemdir. Zira kişiye Peygamberleri, dahası Cenab-ı Hakkın ahlakını hatırlatan bu isimler, özlediğimiz ve hep özleyeceğimiz hal içredirler. Öz bir duruşu simgelerler.
18 Aralık'ta Altunizade Kültür Merkezi’ne, Mehmet Bey’in, “Osmanlı Bürokrasisinin Gündelik Çalışma Tarzları ve Sonuçları”nı anlatacağı seminerini dinlemeye gittim. İlimden de ötesini öğreteceği hissi ve bir önceki seminerlerine katılmış olmanın huzuru ve tecrübesiyle.
Bu değerli çınar, aynı candanlığı ve tebessümüyle salona girdi. Herkesi selamlayarak masasına doğru ilerledi. Başladı anlatmaya. Kameramın hafıza kartını evde unutmuş olmanın hüznünü yaşıyorum. Çünkü anlatacaklarının her kelimesi çok değerli. Hiçbiri es geçilmemeli. Çaresiz kaleme kağıda sarıldım. Şimdilik yazabildiğim kadarıyla iktifa ediyorum.
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/19080/osmanli-arsivinin-bir-benzeri-daha-yoktur.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.