Tunus'ta Akdeniz’in ince ince işlediği büyüleyici bir şehir Binzerte. Tarihin tüm ihtişamıyla boy gösterdiği liman kentinde, sokaklar denize açılıyor. O sokaklarda adım atanlar eşsiz bir güzelliği seyrederken, adeta tarihin sayfalarında dolaşıyor.
Binzerte Gölü’nü Akdeniz'e bağlayan doğal kanallar kentin en önemli miraslarından. 19. yüzyılda kumla dolan bu kanallar, Fransızlar tarafından yeniden açıldı ve Binzerte yeniden parlak günlerine kavuştu.
Fenikeliler tarafından kurulan şehir, tarihte stratejik konumuyla öne çıktı. Bereketli toprakları ve balıkçılık sayesinde önemli bir ticaret merkezi oldu. 12. yüzyılda kenti ziyaret eden Arap Seyyah İdrisi, Binzerte'yi çarşıları, büyük camisi, hamamları, bahçeleri, taştan yapılmış surlarıyla balık ticaretiyle ünlü bir kent olarak tanımladı.
Birçok devlet ele geçirmek istedi
Osmanlı'nın Tunus’ta ayak bastığı ilk kara parçası olan Binzerte, o dönemlerde askeri üs olarak kullanıldı. Piri Reis de “Kitab-ı Bahriyye”ye 16. yüzyılda çizdiği Binzerte haritasını aldı. Tarihçi Sesferid Zammari, Osmanlı'nın Binzerte'ye 1534'teBarbaros Hayreddin Paşa ile geldiğini, stratejik önemi sebebiyle birçok devletin şehri ele geçirmek istediğini vurguladı.
Zammari şunları söyledi: "Osmanlıların Binzerte’ye gelişi, 1534'de Barboros Hayrettin Paşa ile oldu. Binzerte çok stratejik bir öneme sahip olduğu için, burayı ele geçirmek de birçok devlet tarafından önem taşıyordu. Osmanlılar Tunus’a ayak bastıklarında, halktan herhangi bir tepkiyle karşılaşmadılar. Halk kendilerini hürmetle karşıladı ve herhangi bir çatışma yaşanmadı. Bundaki en önemli sebeplerden biri, halkın Hafsi Devleti’nin uyguladığı ağır vergiler altında ezilmesiydi."
dunyabizim.com'daki yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/16024/osmanlinin-tunustaki-askeri-ussu-binzerte.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.