Bunun yanında yazarın ruh kavramının pastoral resimler içinde değil ayak basılmamış mekânlarda eserini mayaladığı gerçeğiyle hem hâl olmaktayım.
Kitapların dünyaya geldiği masalar, bir illüzyonistin masası gibi görülüp, Goethe'nin masasındaki mürekkep lekeleri, Ferdinand'ın gömleğindeki kan lekeleri kadar ilgi gördüğünü bilmek rahatlatmalıydı beni. Yazarın içsel mekânla olan bağ ile dışsal mekân ile kurduğu bağ arasında okumanın kapı aralayıcı bir rolü olduğu gerçekliğiyle yüzleştiriyor bizi Ali Ural.
İyi bir yazar iyi bir okurdur ayrıca, birbirinden ayrılamaz gerekliliklerdir bunlar. Dünyadan başka sığınacağımız yegâne yer, kitaplarla kurduğumuz dünyamızdır. Bizden önceki kitapseverler de öyle hissediyordu, bizden sonrakiler de öyle hissedecekler, burası muhakkak.
Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/raf-omru-kitaplardan-dunyalar-kurmak-k4700.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.