Politikayı ya da belediyeciliği asla küçük göremeyiz. Ama şiirin temsil ettiği ya da taşıdığı ana değerle politika arasında bir çelişki var. Bu çelişkiyi belediyelerin yapmış olduğu etkinliklerle, şiir geceleriyle aşabilir miyiz? Bana göre aşamayız." Türkiye'de şiirin, şairlerin kürsülere çıkıp sadece ve sadece kendi şiirlerini okumalarından ibaret bir etkinlik olmadığını, daha özel ve çok daha farklı bağlamlarda duran bir şey olduğunu belirten Erdem, "Bugün Türkiye'de herkesin her konuda söylediği bir şey var; ama şair ne düşünüyor, şiir ne söylüyor? Bu sorunun somut olarak karşılığı yok. Şair dediğimiz özne, toplumun ortasında yaşayan canlı bir varlık olarak algılanmıyor, bir defterin arasında kalmış, bir ayraç gibi görülüyor. Yıllardır Kürt, Türk meselesini yaşıyoruz. Şairler bu konuda ne düşünüyor, meseleye hangi derinlikte bakıyor? Hiç kimse şairin sözüne kulak vermiyor. Bu söylediklerim bir yazıklanma değil. Çünkü bugün belki bu ülkede, her şeyin vasatı olabilir ama hâlâ onurlu olmayı sürdürebilen, aşağılık kompleksini aşmış tek başına hayatın ortasında kalabilme iradesini, gücünü, taşıyabilecek insanlar arasında yine şairler var. Belediyeler de şiir adına bir etkinlik yaptıklarında lütfetmiş olmazlar. Sadece bu toplumun hak ettiği bir şeye hizmet etmiş olurlar." şeklinde konuştu.
Hüseyin Akın ise dergilerde şiirleri yayınlanan şairlerin bu etkinlikler sayesinde şiirlerini halkla paylaştıklarını hatırlatarak, belediyelerin bunu hakkaniyetle yapıp yapmadığının tartışılabilir olduğuna dikkat çekti. Mustafa Muharrem Tüfekçi de yapılabilecek çalışmalarla ilgili önerilerde bulundu. Şiir akşamına, panelde yer alan şairlerin yanı sıra Ahmet Edip Başaran, Ali K. Metin, Alper Gencer, Cevat Akkanat, Elif Aslı Deniz, Hüseyin Atlansoy, Hüseyin Varyeter, İhsan Deniz, Metin Önal Menguşoğlu ve Nilay Özer katıldı.
24.09.2012 Zaman































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.