O; kalemlerin yazmaktan, gönüllerin sevmekten usanmadığı bir nurdur, hatemü’l enbiyadır. Onun sevgisi yüreklere sığmayıp kâğıtlara taşmıştır. Tarih boyunca hiç kimse onun kadar sevilmemiş ve övülmemiştir. Zira o, sevgiye layık olanların tartışmasız bir/incisidir.
Onun sevgisi ve nuru arzı ve arşı kuşatmıştır. İnsanlığı, saplandığı bataklıklardan ve düştüğü gayya çukurlarından el verip kurtaran ondan başkası değildir. Onun maneviyat ikliminde, pörsümüş ruhlar diriliş muştusuyla kendilerini buldular, sözlerine sadık kaldılar.
O, enaniyet tahtında kendini bir şey sanan gafilleri, dalalet uçurumlarına düşmeden çekip alarak kulluk tahtına yükseltti. Rabbimiz ona “Yoldan sapmışları helak edeyim” dedi de o büyük Resul, bunu kabul etmedi; onları ikna etmeye çalıştı; ikna olanlar oldu, olmayanlar oldu. Neticede ikna olanlar ve onu ‘peygamber’ kabul edenler, cennette köşk sahibi oldular.
Gözleri küfrün kalın perdeleriyle perdelenen insanlık, onun dünyayı teşrif etmesiyle kör karanlıklardan kurtulup hidayet aydınlığıyla önünü görür oldu. O, insanların ellerinden tutup, onları Rablerinin şefkat ve merhamet iklimine taşıdı. Yürekler onun sevgisiyle gül bahçesine döndü. Diller ona salât ve selam nidalarıyla arındı, temizlendi, kendini buldu.
Devamı: https://www.dunyabizim.com/sair-nbnin-resulullah-aski-makale,863.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.