Semerkand dergisi, Mayıs sayısında 'fetih' kavramı üzerinde durmuş. Hüseyin Kahraman yazdı..
Semerkand dergisi, Mayıs 2014 sayısında İstanbul'un fethinin yıldönümü dolayısıyla "fetih" kavramı üzerinde duruyor. Ayın konusunu kaleme alan Ahmet Nafiz Yaşar, fetih kavramı ve İstanbul'un fethini ele aldığı yazısında, "Fetihte esas olan, hangi yol veya yöntemle yapılırsa yapılsın, bir karanlığa ışık tutarak aydınlatmaktır. O ışık da imandır. İman da kalbin fiilidir. Başkalarını aydınlatmak için iman nurunun öncelikle fethe soyunanların kalbini aydınlatması gerekir. Yani Müslüman önce kendi kalbini fethetmek, kendi kalbini iman nuruyla doldurmak suretiyle o nuru dışarıya yansıtmak durumundadır" açıklamasını merkeze alarak konuyu ele alıyor.
Yaşar'a göre, fetihte cihad ilk aşamadır. Asıl olan ise "îlâ-yı kelimetullah"ı tebliğ ve hakim kılmaktır. Nitekim Efendimiz (s.a.v)’in İstanbul'un fethini müjdeleyen hadis-i şerifinde, fetihlerin önce kendi kalplerini fethetmeleri gerektiğine dair işaretler vardır. "Konstantiniyye mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur" hadisinin orijinal metninde komutan ve ordu övülürken "ni'me" kelimesi kullanılmaktadır. Bu da bizi sürekli bir yenilenme ve devinim içinde olan kalplerin bitmeyen fethine götürür.
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/17250/sehirler-fethedilir-ama-kalplerin-fethi-bitmez.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.