Maliyetleri oldukça yüksek
Müzik aletlerine olan bu merakının, Almanya'ya gittiği bir gezide ortaya çıktığını dile getiren Polat, koleksiyonu oluştururken, müzik aletlerinin, ait olduğu ülkenin yerel çalgısı olmasına dikkat ettiğini söylüyor. Müziğin geçmişte geyik avlamada kullanıldığını ifade eden Polat, "Ben sahne sanatları hocasıyım. Almanya'ya gittiğimde oradaki Trödelmarkt (Pazar)'larda bu müzik aletlerini gördüğümde bende bir merak uyandı.
Zamanla bu merak koleksiyon yapmama sebep oldu. 10 yıla aşkın bir süredir bu koleksiyonla uğraşıyorum. Koleksiyonda bulunan müzik aletlerinin hepsi ayrı bir ülkeyi temsil ediyor. Bu aletleri daha çok Almanya ve Fransa'daki trödelmarkt'lardan temin ediyorum. Koleksiyondaki müzik aletlerinin büyük bir kısmı yurt dışına ait. Burada Anadolu'ya ait müzik aletleri de bulunuyor. İleriye doğru Türkî cumhuriyetlerinde müzik aletlerini koleksiyona dâhil etmeyi düşünüyorum. Maliyetleri oldukça yüksek. Ama bu işe gönül verdiğimiz için maliyetlerine de katlanıyorum. Kahramanmaraş Belediyesi, bana gerekli desteği sağladığı takdirde bir müzik müzesi kurmayı da planlıyorum." diye konuştu.
Türkler kopuzu üç kıta'ya yaydı
Mızraplı sazların atası olarak bilinen Kopuz'un, Türk tarihinin en eski sazlarından biri olduğuna da değinen Polat, Orta Asya ve Sibirya Türkleri tarafından halen kullanılan kopuzun, Türklerin bir çeşit kültür sembolü ve temsilcisi olduğunu belirtti. Kopuzun Asya, Avrupa ve Afrika gibi üç kıtada yayıldığını da aktaran Polat; Macarlar, Yunanlılar, Bulgarlar, Romenler, Ruslar, Estonlar, Ukraynalılar, Lehler, Finler, Almanlar ve Sırpların, kopuzu Türklerden alıp yüzyıllarca kullandıklarını kaydetti.
15.11.2012 Milli Gazete, Kültür































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.