• İstanbul 15 °C
  • Ankara 22 °C

“Taceddin - i Veli Divanı” Kitabı Çıktı

“Taceddin - i Veli Divanı” Kitabı Çıktı
Türkiye Yazarlar Birliği’nin eski Genel Başkanı, araştırmacı, yazar Dr. Nazif Öztürk’ün uzun yıllar üzerinde çalıştığı yeni çeviri kitabı “Taceddin - i Veli Divanı” Hece Yayınları arasından çıktı.

Vakıflar ve Tâceddin-i Velî konularında uzun yıllar yaptığı araştırmalar, bilimsel sempozyumlarda sunduğu bildiriler ve kaleme aldığı eserlerle tanınan  Öztürk’ün eseri üç bölümden oluşuyor. Birinci Bölümde “Taceddin - i Vel-i”, ikinci bölümde  “Taceddin - i Vel-i Divanı’nın Muhteva Tahlili” anlatılırken üçüncü bölümde ise; Taceddin - i Veli Divanı Çeviri Yazısı ve Divan Dışında Kalan Şiirler”e yer yer verilmiş.

Dr. Nazif Öztürk uzun yıllar büyük emek vererek hazırladığı çeviri eserinin sunuş yazısında önemli bir konuya değiniyor; Mehmed Âkif, İstiklâl Marşı ve Marşın yazıldığı mekânla ilgili zamam zaman spekülasyonların yapıldığını, yüz yıldır gururla okuduğumuz milli mutabakat metnimizin bazı çevreler tarafından değiştirilmeye çalışıldığını üzülerek ifade ediyor.

 

İstiklal Marşımız üzerinden gençlerin kafaları karıştırılmak isteniyor

Öztürk, bu çabalardan duyduğu rahatsızlığını da şöyle açıklıyor:

 “M. Âkif Ersoy’a, İstiklâl Marşı’na ve İstiklâl Marşı’nın yazıldığı mekâna ilişkin toplumun genel kanaatine aykırı bu görüşler doğru mudur? Doğru değilse, bu fikirleri ileri süren kesimler bu cüreti nereden almaktadırlar?

Kuşkusuz Mehmet Âkif, İstiklâl Marşı ve İstiklâl Marşı’nın yazıldığı mekân hakkında ortaya atılan bu görüşler, doğrudan istklâl mücadelemizin ve bağımsızlığımızın simgesi, anayasal millî mutabakat metnimiz olan İstiklâl Marşımızı hedef alıyor. Bu hamlelerle en hassas noktamızdan girilerek ülkenin birlik ve bütünlüğü konusunda genç kuşakların kafaları karıştırılıyor ve âdeta bir milletin mukavemet noktaları aşındırılmak isteniyor.

Bu plânlı saldırıların sebebi ister bir milletin dayanak noktalarını sarsmak, isterse kendi ailesine paye çıkarmak olsun; tarihin bir dönemini arzu ettikleri gibi gösterme eğiliminde olan bu kesimlere; İstiklâl Marşı’nın yazıldığı mekânla ilgili bilgi noksanlığımız ve en hassas konularda dahi genelleme alışkanlığından kurtulamayışımız, fırsat ve imkân vermektedir. İstiklâl Marşı ve şairi hakkında çok sayıda kitap telif edildiği hâlde, bugüne kadar İstiklâl Marşı’nın yazıldığı mekânla ilgili belgelere dayalı müstakil bir araştırma yapılmamıştır.”

 

 “Tâceddîn-i Velî ve Külliyesi” hazırlık çalışmalarım devam ediyor

Sunuş yazısının bu bölümünde okuyucularına ve Mehmeh Âkif Ersoy’u sevenlere de bir müjde veren Dr. Nazif Öztürk, çalışmasını sürdürdüğü “Tâceddîn-i Velî ve Külliyesi”ni tamamlanmak üzere olduğunu şu ifadelerle belirtiyor:

 “Yediden yetmişe bir milletin topyekûn bağımsızlık mücadelesinin manevî kahramanı, bir ölüm kalım savaşını mısralara aktararak destanlaştıran ve tarihe belge bırakan Mehmed Âkif Ersoy hakkında hassasiyeti olan çevrelerden bugüne kadar, bu yanlışlıkları düzeltmek üzere herhangi bir isteklinin çıkmaması, bu meselenin en yetkilisi olmadığım hâlde konunun aydınlatılması görevinin benim üzerimde kalmasına sebep oldu ve bu meselenin mikro tarihçilik esaslarına göre, derinlemesine araştırılması zarureti gündeme oturdu.”

Gelişmelerin nihaî evresinde, yukarıda kısaca temas ettiğim hususların yanlışlığını ortaya koymak ve işin doğrusunu kayda geçirmek amacıyla elde ettiğim veriler ışığında Tâceddîn-i Velî ve Külliyesini anlatan bir kitap hazırlığında iken, Divan’ın ortaya çıkmasıyla iki eser arasında öncelik sırası tespitinde bulunmak zarureti ortaya çıktı.

 

Divan, genç nesillerle kucaklaşmayı dört asırdır bekliyordu

Sunduğumuz tebliğlerin dağınık hâlden kurtarılması ve elde ettiğimiz son arşiv belgeleri doğrultusunda metinlerin tashih edilmesi ve bir üslûp bütünlüğüne kavuşturularak kitaplaştırılması ihtiyacı ortada durmaktadır. Fakat eksiği-gediği olsa da iki sempozyumda sunulan tebliğ metinleri hariç, bilgi şöleni konuşma metinleri ve ansiklopedi maddesinin yazıya dökülmüş ve basılmış olması, tarihe not düşmek

adına önemli bir gelişmedir. Oysa Divan, tarihin derinliklerinden çıkartılarak yeni ve genç nesillerle kucaklaşmayı, dört asırdır süren hasretin bitirilmesini beklemektedir.

Bu mülahazalarla Allah ömür verirse önemli belgeler ve çeviri yazılarını ek olarak vermek suretiyle kitap çalışmasını yapacağımızı bir kez daha ifade ederek, takdim ve tehir ilkeleri doğrultusunda Divan’ın önce yayınlanmasına karar vermiş bulunuyoruz. Allah utandırmasın.”

 

Tâceddîn-i Velî'nin şiirlerinde tevazu ve mahviyet hâkimdir

Eserin arka sayfasındaki tanıtım metninde de şu ifadeler yer alıyor: “Tâceddîn-i Velî; Yunus Emre, Hacı Bayram-ı Velî, seyr ü sülûkunu yönetiminde tamamladığı Şeyhi Azîz Mahmûd Hüdâyî, Niyazî-i Mısrî ve Eşrefoğlu Rumî çizgisinde gelişen tekke edebiyatının bir temsilcisidir.

Tâceddîn-i Velî; yaşadığı dönem olan XVI. ve XVII. yüzyıllarda herkesin Arapça ve Farsça yazmaya özen gösterdiği bir ortamda, bu lisanlarda eser telif edecek kadar bilgi sahibi olduğu hâlde, Yunus Emre ve Aşık Paşa gibi şiirlerini sade Anadolu Türkçesi ile yazmayı tercih etmiştir.

 Tâceddîn-i Velî'nin ilâhî formundaki şiirlerinde tevazu ve mahviyet hâkimdir. Şeksiz ve şüphesiz inanmış bir insanın teslimiyeti, yakarışı ve fakrı buram buram tütmektedir. Şiirlerinde görüşlerini kuvvetlendirmek amacıyla sık sık âyet ve hadislerden lafzen iktibaslar yapmış, zaman zaman tek kelimelik veya terkipler hâlinde dinî ve tasavvufî konularda telmihlerde bulunmuştur.

Tâceddîn-i Velî Divânı, İlâhîyât-ı Tâceddînzâde (Allah onun sırlarını mukaddes kılsın) alt başlığı ile başlamaktadır. İçerisinde sayıları 189'a ulaşan, Tâceddinzâde Şeyh Mustafa'nın kaleme aldığı coşkulu ilâhîler bulunmaktadır. Tâceddîn-i Velî, üç şiir istisna her ilâhînin sonunda Tâceddinoğlu mahlasını kullanmıştır. Divan'da, divan şiirinin temel çeşitlerinden olan gazeller, kasideler, tevhidler ve na'tlar bulunmaktadır. Bünyesinde barındırdığı örnek şiirlere bakarak Tâceddîn-i Velî Divanı'nın mürettep bir divan olduğunu söylemek, sanırım yanlış olmayacaktır.”

Eserin Adı: Taceddin-i Veli Divanı/ Çevirmen: Dr. Nazif Öztürk/Yayınevi: Hece Yayınları / Basım Yılı: Haziran 2021 / Sayfa Sayısı: 408 / ISBN: 978-605-74463-7-4

                                                                                                      Mahmut Erdemir

Bu haber toplam 390 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim