• İstanbul 19 °C
  • Ankara 19 °C

Tam da heykelsizlikten nefesimiz tıkanırken…

D. Mehmet DOĞAN

Pandemiye heykel, koronaya heykel, izolasyona heykel, entubeye heykel!

İşte böyle bir zamanda “ışıktopu” gibi bir heykel haberi, hem de Ankara’dan yetişmesin mi? Hem de resmi ile beraber…Her derde deva!

Müjdeyi malûm gazete verdi. Çok eksikliğini hissettiğimiz bir şeydi esasen, hele Ankara’da. Yapanlara, yaptıranlara müteşekkiriz! (Yalnız yürekten mi, dalaktan mı, onu kestiremedim!) Hele ki bu evlerde mahpus olduğumuz günlerde heykel, gitmesek de görmesek de ufkumuzu açıyor.

Önceki başkan Melih Gökçek hayatının sakilliklerinden birini yapmış, en sefil heykelini Genel Kurmay kavşağına dikmişti. Büyük bir kol saati…

“Çirkin” tarifini yapamayanlara, kolaylık sağlayacak bir manzara.

Ondan sonraki belediye başkanı bu çirkinliği ortadan kaldırdı ve biz de alkışladık. Meğer sebepsiz değilmiş, yerine bir “Atatürk anıtı” daha dikilecekmiş!

Bu belediyenin “Kent Estetiği Dairesi” var. Var da “kent” ne, “estetik” ne “daire” ne, bunları bilen yok!

Eğer bunlar bilinse, şehrin heykel yapmaktan kaçınılacak yerleri de iyi bilinir.

Bu bölge, Milli Savunma, Genel Kurmay, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, ATSE, biraz ötede Hava Kuvvetleri Kumandanlığı, sonra TBMM; çemberi tamamlarsak İçişleri Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı…

Bu listeye bakıp kolaylıkla Türkiye’de metrekareye en çok heykelin burada düştüğünü tahmin edebilirsiniz.

Al sana bir tane daha! Burası Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya geldiğinde bir süre durakladığı yer olarak işaretlenmiş. Burada daha önce “27 Kânun-ı evvel Abidesi” vardı. Yani “27 Aralık anıtı”… Figürsüz bir anıttı, bir hatırlatma maksadıyla dikilmişti. Heykele gerek görülmemişti.

Heykel enflasyonuna bir katkı da Mansur Yavaş’tan.

Şu söz bir daha doğrulanıyor: CHP’li belediyeler ne yapar? Hiçbir şey yapmayanı bile heykel yapar! Daha doğrusu, ancak heykel yapar.

Son yıllarda CHP’nin elindeki şehirlere yolunuz düşüyorsa, dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. Mesela Eskişehir’e gitmişseniz, bir heykelistanla karşılaşırsınız. Tabiî heykellerin ne heykeli olduğunu da tahmin edersiniz.

Heykeli sanat olarak yapan dünyada, şehrin meydanlarına sanat eseri olan heykeller dikilir. Heykeli ideolojik bir araç olarak kullanan dünyada ise durum tamamen farklıdır: İdeolojinin şehrin meydanında tahakküm aracı olarak görünmesidir heykel.

“Efendim, büyüklerimizi hatırlatmak için bu heykeller.”

Efendiler tarihimiz 90 yıllık değildir, Mustafa Kemal’den önce de büyüklerimiz vardı. Kafanızı kumdan çıkarın, bırakın bu heykelle, büstle uğraşmayı. Yapılanlar da güzel olsa! En güzel heykelleri İtalyan, Avusturyalı heykeltıraşlar yapmıştır.

Eğer bir gün bu ülkede şehir estetiği gözetilirse, ilk yıkılacaklar bu heykellerdir.

Bu yazı toplam 149 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim