Heyecanı gözlerindeki uyku, yılgınlık ve yorgunluk bulutlarını güneşe tebdil edecek kadar güçlüdür.
Gençlere adı hayat bilgisi olmayan derslerde hayat bilgisi dersleri vermiştir.
Bir özge subaşıdır.
Taşra dergilerinde, taşra gazetelerinde bir derviş subaşı direngenliğiyle tahribata ve tahrifata karşı kalemiyle yüreğinin aidiyet kentlerinin her burcunda, her ara sokağında aynı anda görev yapmıştır.
İçlidir. Ağlasa gözyaşından tanımsız ırmaklar çıkar.
Karalığı kendi bahtından değil, bu toprakların yaşadığı bahtsızlıkları kendi bahtsızlığı olarak görmesindendir.
Konuşkan bir yüzü, konuşkan bir yürüyüşü, konuşkan bir mizacı vardır. Elleriyle ve saçlarıyla da konuşur.
Ay tutulmasından ve güneş tutulmasından korkar.
Yağmur duası için daima hazırlıklıdır.
Alnını hamaylı niyetine taşır; ayrıca muska sihir istemez.
Muhsin İlyas Subaşı bu, ağabeyimiz.
Edebiyatın her alanında eserler verdi.
Yerel medyada yazarlıktan yöneticiliğe pek çok işte çalıştı.
Öğretmenliğinde yüzlerce talebe yetiştirdi.
Yüzü Beylikler döneminden kalma bir fermanın altındaki “yazıldı” ibaresidir.
Böyle biliriz.
Mehmet Aycı yazdı
www.dunyabizim.com































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.