16. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı Devleti’nde ortaya çıkan duraklamanın belirtileri, merkezden uzak bir eyalet olan Tunus'ta daha etkili bir şekilde görülmeye başladı. Osmanlı Devleti'nin zayıfladığı dönemde Tunus'ta yeniçeri ocağının kumandanları olan ağalar “dayı” unvanıyla yönetimde söz sahibi oldu.
Beylerbeylerinin padişahın temsilcileri durumunda olduğu ülkede, dayılar, yönetimdeki mevkilerini uzun yıllar muhafaza etti. Dayı Osman’dan sonra başa geçen Dayı Yusuf, bu görevi 17 sene sürdürdü. Dayı Yusuf’un yönetimde olduğu 1610 – 1637 yılları arasında Tunus’ta huzurlu bir dönem yaşandı. Tunus ve Cezayir’e bağlı kabilelerin sınırda huzursuzluk çıkarması üzerine ilk defa Tunus – Cezayir sınırı belirlenirken, birçok kabile üzerinde de denetim sağlandı.
Tunus’un zenginleşmesine ve imar faaliyetlerine büyük önem veren Dayı Yusuf’un kendi adını taşıyan camisi de Tunus’ta inşa ettirdiği önemli eserlerden biri. Osmanlı mimari özelliklerini taşıyan Yusuf Dayı Camii, aynı zamanda Osmanlı’nın Tunus’ta inşa ettiği ilk eserler arasında yer alıyor. Giriş kapısı üzerindeki kitabesine göre yapımına 1614'te başlanan cami 1615'de tamamlandı. Cami ile birlikte yaptırılan medrese ise daha sonra Muhammed Sadık Beyzamanında ortadan kalktı. Sekiz köşeli bir minareye sahip olan caminin yanında Dayı Yusuf'un türbesi de bulunuyor.
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/19235/tunusta-400-yillik-bir-eser-dayi-camii-video.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.