Çoğu isimsiz halk şairleri tarafından yakılan bu eserler, yıllarca süren ve halkın düzenlemelerinden geçerek, milletin tecrübelerinin sese ve söze bürünmüş birer mucizesi olarak günümüze gelmiştir. Yavuz Ertürk yazdı.
Anonim halk edebiyatı ürünlerinin içinde barındırdığı şiiriyet, genelde konunun ilgilileri dışında pek azımızın dikkatini çekmiştir. Maniler, ninniler, masallar ve halk hikâyeleri bu şiiriyetin görülebileceği önemli türler olmanın yanında önemsenmeyen türler olma talihsizliğini de yaşamışlardır aynı zamanda. Oysa unutulmaması gereken en önemli husus, asırları ve kuşakları aşıp gelen bir bilgi birikiminin sözlü edebiyat vesilesiyle günümüze aktarılmış olmasıdır. Bundan da çoğu insanımızın haberi olmadı ve yukarıda da belirttiğimiz gibi işin akademik boyutu ile ilgilenenler ve bu tarihî ve kültürel birikimin köklerini araştırma gayretinde olanlar bu konuların üzerinde düşünme gayretinde olmuşlardır.
Anonim halk edebiyatı ürünlerindeki bu şiiriyetin farkında olmayışımızın yanısıra rahatsız edici olan hususlardan biri de halk şiirindeki edebî zenginlikten ve tecrübî bilgiden haberdar olmayışımızdır. Toplumumuzun halk şiirine dair bilgi birikiminin büyük bir kısmı bu şiir örneklerinin bestelenmiş şekilleri vasıtasıyladır. Halk şiirini “türkü” formuyla biliyoruz çoğunlukla. Bu alanın akademik ve az sayıdaki ilgililerinin birikimi hariç tutulduğunda asırları aşıp gelmiş bir birikimden mahrum yaşayışımızla yüzyüze geliyoruz.
Devamı: https://www.dunyabizim.com/kitap/turk-milletinin-hayat-hikayesidir-turkuler-h26291.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.