• İstanbul 19 °C
  • Ankara 15 °C

Türkçe katliamını anlatan kitap: “Yüzyılın Soykırımı”

Ahmet Doğan İLBEY

Kemalist Cumhuriyetin Türkçenin katili olduğunu, altmış bin kelimelik lügatimizi on beş bin kelimeye düşürdüğünü, Moğol zulmünden daha beter zorba inkılâplarıyla Türkçenin soykırıma tâbi tutulduğunu, İslâmlaşmış Türkçe yerine Batı ve Altay dillerinden uydurma kelimeler icat ettiklerini Türkçemizin hasbî müdafîi D. Mehmet Doğan’ın “Yüzyılın Soykırımı” adlı kitabından dehşete kapılarak öğreniyoruz: 

“Devlet, bir taraftan kaypak bir Öztürkçeyi esas alıyor görünürken, öte taraftan Latince ağırlıklı, Batı dillerinden aktarma kelimelerden oluşan geniş bir sözlük oluşturuyor. Çok yakın bir zamanda devleti anlayabilmek için Latince, Fransızca ve İngilizce bilmek mecburiyetinde kalacağız.”

Türkçeyi İslâmsızlaştırmak için soykırım yaptılar

 Millet çocuklarına bütün mekteplerde okutulması gereken “Yüzyılın Soykırımı” kitabı, “dehşet uyandırıcı” bilgiler veriyor: “Katliam, ‘soykırım’, ‘jenosid’ veya ‘etnik temizlik’ kavramları arasında ilişki kurmakta zorluk çekilebilir. Bedenlerin yok edilmesiyle, biyolojik varlığı insan yapan, insan olarak farklılaştıran, kişilik kazandıran ve böylece imha edilmeyi gerektiren düşmanlıkların konusu hâline getiren dilini kültürün, inancın tasfiyesi arasında her hangi bir ilişki yok mudur gerçekten?”                                                                      

Dehşet uyandıran bu suallerin cevabını vermesi gereken suçlular Kemalist iktidarlardır. Batılı gibi olması düşünülen seküler Türklüğün hayat geçirilmesi için Türkçeye soykırım yapıldığını ilk kez “Yüzyılın Soykırımı” kitabından okuyoruz: “En önemlisi, yıkıcılığın milliyetçi ve hayırhah bir söyleme dayandırılması olmalıdır. (…) Sözlüğümüz sınırlanırken, zihnî faaliyetimiz sınırlanmıştır, bilme ve düşünme kabiliyetimiz daraltılmıştır” (s. 8-10).                                                                                                                              

Dil katliamı “mankurtlaştırma” projesidir

Dil katliamı devrimci Cumhuriyetçilerin “mankurtlaştırma” projesiydi. Bu yozlaştırma projesiyle ifade imkânları kısıtlı, düşünme kabiliyetini sığlaştıran “sentetik bir Türkçe” ve seküler bir Türk dili meydana getirmekti. Bir asır önceki kelimelerini anlamayan, kökünden kopmuş nesiller dil katliamının mağdurlarıdır.

Türkçenin soykırımını M. Kemâl başlattı, İnönü hızlandırdı

  Türkçe lügatimizin tasfiye kararı Cumhuriyet târihinin en şedit inkılâbıdır. İsrailoğulları’nın Hz. Îsâ’ya yaptığı zulüm ve hiyânetten daha alçakça bir fiildir bu inkılâp. 1932’de M. Kemâl döneminde başlayarak, binlerce kelime 1940 sonrasına kadar İnönü iktidarında insafsızca soykırıma tâbi tutulur ve İslâm geçmişimizle bağı olduğu için infaz edilir. İnfaz edilen her kelime Müslüman Türk milletinin binlerce eseriydi, âlimi ve ediplerin dilimize hizmet vesikasıydı.

 “Yüzyılın Soykırımı” kitabının yazarını dinleyelim: “Atatürk’ün dil devrimini başlattığı doğru, fakat başlangıçtaki şekliyle sürdürülebilir bulmadığı da doğru.(…) Ölümünden sonra onun adı kullanılarak dil devrimi şiddetlendirilerek sürdürülmüştür. Bu artık aklî bir düşünce olmaktan çıkarılmış, ‘naslaştırılmış’, inanç hâline getirilmiştir.” (s. 81).

Dünyanın hiçbir ülkesinde dil devrimi yok

Dil katliamına elebaşılık eden Kemalist Cumhuriyetin kurucularıdır. Milletin şimşeklerini çekmemek için “dil devrimi” ifadesini “dil reformu” olarak yumuşatmaya çalıştılar. Adı geçen kitap, hainliğin ve şenaatin bu kadarı da olmaz dedirtecek bilgiler veriyor: “Dil devrimi kavramının uyandırdığı kötü tesiri silmek ve ‘bilimsel etki’ uyandırmak için ‘dil plânlaması’ denilmesinin uygun bulunduğu anlaşılıyor. Dünyanın hiçbir yerinde ‘dil devrimi’ diye bir kavram yok. Olmadığı için, dilbilimcilerin bir araya geldiği uluslararası toplantılarda, bizimkilerin ‘dil devrimi’ tezleri bir yere yerleştirilemiyor. Bu arada, ‘dil devrimi’nin kitapta verilen İngilizce karşılığına dikkat etmek gerekir: Language reform! Bu terim İngilizce aslından Türkçeye çevrilseydi, ‘dil reformu, ıslahı, düzenlemesi’ denilmesi gerekirdi. Yâni İngilizce’de ve dünya dillerinde ‘dil devrimi’ kavramı yok. Türkiye’de yapılanlar bu yüzden dışarıya ‘language reform’ olarak takdim ediliyor” (s. 91).

Bu bilgilerden anladığımıza şudur: Dünyâda kendi milletine dil soykırımı yapan tek devlet Atatürkçü Cumhuriyettir. Türkçenin katillerini ifşa eden “Yüzyılın Soykırım” adlı kitap dil mezalimini şöyle anlatıyor: “Türkçe Sözlük’te ‘Osmanlıca’ ve yabancı dillerden alınan ‘sözcük’ olmayacak, kelimelerin Türkçe açıklamalarının dışında arapça, farsça karşılıkları verilmeyecek, ‘gereksiz yere’(!) deyim ve vecizeler (gâliba atasözleri) kastediliyor) yer almayacak. Böyle bir sözlüğün en fazla sekiz-on bin kelimelik, Türkçe gibi binlerce yıllık birikime dayanan bir dili anlamaya, kullanmaya yetmeyen bir sözlük olması kaçınılmazdır” (s.169).

Zulmün en ağırı: İslâmsız Türkçeyle seküler Kur’ân dili oluşturmak

Dil devrimine ait ucube kelimelerin Millî Eğitimin Türkçe Sözlüğü’nde hiç eksilmeden yer alması Türkçe katliamının öcünün alınmaya niyet edilmediğini gösteriyor. Türkiye’de dil cinayetlerini belgelerle anlatan adı geçen kitapta (s. 186-190) daha korkunç bir dil katliamından söz ediliyor. Kemalist sistem dil devriminde şiddetini artırarak Kur’ân tercümelerinin dilini “Öztürkçecilik” adıyla kıyıma tâbi tutuyor. Katliamın şiddetine sadece bir misal: Âyet kelimesinin karşılığı olarak “gösterge” kelimesi uydurulur. Gerisini tahmin etmek mümkün. Söz konusu kitapta anlatılan Kemalist Cumhuriyetin dil cinayetleri saymakla bitmez. Kitabın “Devlet’in yeni sözlüğü: Greko-Anglo-Latin” bölümündeki (s. 273-274) yazılara göre Atatürkçü Cumhuriyet millet hâfızasını kevgire çevirmiş. Kur’ân-ı Kerîm’i Türkçeye çevirirken uydurukça kelimeler kullanıldığı gibi, başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere bütün resmî dairelerin icra sahasına giren yazışma dilini Latince, İngilizce, Almanca, Fransızca gibi Batılı terim ve kelimelerle doldurmuş. Bir facia bu!                                                                                                                                     

Türkçenin İslâm’dan koparılışına sevinen Kemalistlerin hezeyanları

İslâmlaşmış Türkçenin soykırımdan Vandalca zevk duyan Kemalist aydınlar dil devrimini “Atatürk Türkçesi” diyerek sloganlaştırırlar. Öldürmeyi kutsayan Romalı pagan krallar gibi, dil katliamı lehine nâra atanların hezeyanları utanç vericidir: “Türk dili kurtuluyor; Türk kendini buluyor / Arapçasız, Farsçasız bir ulus Türkçesi / Türk kendine geliyor / Türk kendine dönüyor /Arapçalar Farsçalar birer birer sönüyor / Türk dili açılıyor, gelişiyor / İşte bu dil demektir Atatürk’ün Türkçesi / Türk dili kurtuluyor bayram etsin Türkeli” (Şiirimiz ve Atatürk’ün Dil Devrimi -tebliğ- Yrd. Doç. Dr. Hasan Kolcu, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, sayı: 16).

Kemalistlerin katliam nâraları: “Savaş açtık Arapçaya…”

   

Kemalistler dil devrimiyle dil savaşının başlatıldığını ilân ederler ve katliam için herkesi savaşa çağırıp, Moğollar gibi katliam nâraları atarlar: “Savaş var, yine savaş! / Öz dilin özlemini gönülden duya duya / Savaş açtık bugün biz, Arapça ve Farsçaya / El dilini kökünden çıkarıp atacağız / Yerine dilimizin özünü katacağız /Artık öz dil savaşı...  / Koşuyoruz peşinden, güneş yüzlü Önderin / Öz yolumuz Atatürk’ün yoludur  (…) /Arkadaş: öz diline doğru yürü, yaklaş, var / Ve bil ki bundan sonra yâd ellerle savaş var / İşte bugün en önemli bir savaşın ortasındayız ” (H. Kolcu’nun adı geçen yazısı).

Bin yıllık mukaddeslerimizi anlatan kelimelerimizin yerine konulan ruhsuz ve aidiyetsiz kelimeleri mekteplerden, millî eğitimden, kamudan ne zaman kovacağız? *****

AHLÂK VE İSTİKAMET DERGİSİ

Yazar Haki Demir’in idaresinde çıkan Ahlâk ve İstikamet / Aylık Fikir ve Siyaset dergisi” nin (www.ahlakveistikamet.com) Kasım 2022 / 18. sayısında halledilmemiş bir mesele olan “Gençlik Mefkûresi”, “İslâm Fikriyatı”, “İslâmî Siyaset” gibi temel meseleler ele alınıyor. Bu sayının kapak konusu: “PROPAGANDA TEKNİKLERİ” dir. Bu sayının mündericatı şöyle: TAKDİM / Ali Ergen                          

1. KISIM-İSLÂMÎ MÜCADELE

*Gençlik Mefkûresi-4-Gençlik çağı-1-  / Haki Demir 

*İslâmî muhalefet fikriyatı-7-Millî muhalefet / Hamza Kahraman 

*İslâmî siyaset yönetimi-3-Doğru İslâmî anlayış / İbrahim Sancak 

2. KISIM-SİYASÎ MÜCADELE

*Meşruiyet-14-Gizli meşruiyet / Haki Demir 

*Hasta devlet-8-Vatan / Mustafa Karaşahin 

*Propaganda teknikleri-1-Takdim  / Ebubekir Sıddık Karataş 

3. KISIM-SİYASÎ REJİMİN KİMLİĞİ

*Siyasî kriz dinamiği-5-Siyasî kriz dinamiği nedir? /Alihan Haydar 

*“Gelenekleşen Korsanlık”-9-Akılsız devlet / Mustafa Karaşahin 

*Cehalet dinamiği-9-Kısmi cahilleştirme programları /Abdullah Tatlı 

*Ankara’nın devşirmeleri-6-“Yerli devşirme sistemi” / Selahattin Adanalı 

4. KISIM-YENİ TÜRKİYE

*İttifak ihtimalleri-10-İktidar olmak için ittifak /Ahmet Selçuki

*2023 Seçimleri-7-Siyaset felç oldu / Osman Gazneli

5. KISIM-AK PARTİ İKTİDARI

*Erdoğan’ın siyasi şifreleri-8-İnşai şifreler-1- /Haki Demir 

*Siyasî patlama dinamiği-14-İktisadî tesirleri / Haki Demir

*Hassasiyet patlaması-13-Teşkilâttan kaynaklanan hassasiyet patlaması / Haki Demir 

*Bozgun süreci-11-Bozgun ruhiyatı-1- / Nurettin Saraylı

*Şehir siyaseti-1-Giriş / Hakan Türkmen

*Soytarılar-2-Soytarının insan taklidi yapması / Kadir Karatoprak

*Medenîler ve barbarlar-8-Medenîler harekete geçmelidir / İsmail Demirhan 

6. KISIM-MEDYA

*İslâmî neşriyat dosyası-12-Fikir neşriyatında medeniyet / ufku Haki Demir

7. KISIM-ENDERUN AKADEMİSİ

Ekim ayı programları / Haki Demir 

8. KISIM-GENÇLİK MEFKÛRESİ

Ekim ayı programları Haki Demir

(ilbeyali@hotmail.com)

                    

                                                                               

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 289 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim