Yeryüzünde iz bırakan insanları doğumlarıyla hatırlamayız. İz bırakanlar terk-i diyar ettikleri vakitlerde hatırlanır, hatırlatılır. Modern zamanlar olarak adlandırdığımız zaman dilimi içinde, insan için hatırlama ve hatırlatma bir unutkanlık olmaya doğru yol almaktadır. Hele ki yaz aylarında, insanlar keyfiyetleri dışında pek birşey hatırlamak istemezler çünkü hatırlamak ayrıca bir mesuliyet gerektirir.
Bizlerin dünyaya olan borcu içinde, iz bırakanları hatırlamamız ve hatırlatmamız da yer alır. Düşünce alanından sanat alanına, edebiyattan sinemaya; yaşadıkları zamana ve sonrasına kalan, insanlığı beslemiş nice müteveffalarımız, nice müteşekkir olduğumuz şahsiyetler vardır. Bunları hatırlamak ve hatırlatmak bizlerin boynuna bir borçtur. 13 Haziran 1987’de terk-i diyar eyleyen Cemil Meriç de hatırlatılması gereken isimlerden biridir bizim için.
İz bırakanlardan olmak için adanmışlık gerekir
İz bırakanları hatırlamak, bizler için bir borç dedik. Bizlere borç olan bu durumun hususi ağırlığı iz bırakanların omuzlarında bir ömür yük olup durmuş, onları kambur etmiştir. İz bırakanlardan olmak için adanmışlık gerekir. Hangi sahada mücadele ediyorsan, mücadeleni kendinden çok önemsemek, kendinden bir nevi vazgeçmek... Adanmışlık gerek. Ancak bir edime kendini adayan, iz bırakır. İz bırakan ise hatırlanır.

Cemil Meriç’in hayatı tam da böylesi bir adanmışlık içindedir ancak bir farkla; Meriç hatırlanmak yahut iz bırakanlardan olmak için bir adanmışlık içinde değildir. O, tüm ruhî ve fikrî tutkusuyla adanmışlık içinde olduğu için iz bırakanlardan ve hatırlananlardan olmuştur. “Kimim ben” sorusuna Meriç şöyle cevap verir: “Hayatını Türk irfanına adayan münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi.”
Meriç’i böylesi bir hayata yönelten çocukluğundan itibaren içinde kaldığı boşluktur. Pencerelerini dış dünyaya kapatarak kendi içine çekilen bir çocuk, yaşam içinde kendine kitaplardan bir dünya inşa ederek oraya sığınır. Düşünce ve edebiyata hür bir tercihle yönelmez. Çocukluğu katlanılması şart bir boşluklar yığınıdır. Bu boşluklar içinden bir doluluk inşa etmek zorundadır ve herkese kapalı pencerelerini kitaplara açar Cemil Meriç.
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/17395/turkun-uyuyan-suuruna-alevden-bir-mizrak.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.