• İstanbul 17 °C
  • Ankara 8 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 11 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 17 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 17 °C
  • Bolu 9 °C
  • Bursa 11 °C

Vedat Bilgin'den: Kılıçdaroğlu'nun eğrisi ve doğrusu

Vedat Bilgin'den: Kılıçdaroğlu'nun eğrisi ve doğrusu
Gazetemizde pazartesi günü manşetten yayınlanan Kılıçdaroğlu röportajı oldukça dikkat çekiciydi.



Türk Aleviliğinin tarihsel olarak, Türkler'in İslamlaşma süreciyle ve Yavuz'la Şah İsmail arasındakikabileden devlete geçiş sorunlarıyla bağlantılarını çok iyi bir şekilde ortaya koymuştur. Aleviliğin İslam'ın içinde bir mesele olduğunu vurgulayarak, aslında tarihsel-siyasi ayrışmaların kalıntılarını taşıyan bir algıyla başka bir yöne taşınma çabalarına karşı gösterdiği duyarlılık, CHP Genel Başkanı'nın mezhep eksenli bir siyasete kapıları kapattığını gösteriyor.

Daha doğru bir ifadeyle, Kılıçdaroğlu CHP'ye genel başkan seçildiğinde kamuoyunda dedikodu düzeyinde seslendirilen, hatta bazıları tarafından yazılan, çizilen "CHP mezhepçiliğe kayacak" endişeleri ya da iddiaları, böylece bizzat Genel Başkan tarafından tereddüde yer bırakmayacak biçimde cevaplandırılmış oldu.

CHP Genel Başkanı'nın söz konusu görüşmede, "İnönü'nün değil Atatürk'ün tarafındayız" ifadesini de önemsemek gerekir. Bilindiği gibi, Türkiye'deki Batılılaşma politikalarının ve bunların uygulanması konusunda temel tercihlerin M. Kemal Paşa döneminde yapıldığı hususunda fazla bir tartışma yoktur.

Tartışma, doğrudan doğruya tek parti yönetiminin kurulması, devletçilik ya da Kemalizm diye isimlendirilen anlayışın, tek parti rejimi döneminde İsmet Paşa veya M. Kemal Paşa imzasıyla gerçekleştirilip gerçekleştirilmemesiyle ilgilidir. Bu detayda bir mesele değildir.

Türk modernleşme hareketinin Birinci Meclis çizgisinden 'tek partiye' uzanmasında, bürokrasinin halkı dışlayan tutumu ve giderek bürokratik oligarşiye dönüşümüne yol açan olaylar araştırılırken ortaya çıkan ipuçları önemlidir.

Sosyal Demokrat olma sorunu

Bunlar, İsmet Paşa'nın devletçilik anlayışının bu yapılanmayı kolaylaştırdığını, daha doğrusu bütünüyle rejimi (dönemin Avrupa'sındaki faşizan rüzgârların da etkisiyle) bürokratik bir diktatörlüğe dönüştürdüğünü göstermektedir. Kısaca Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa arasında devlet-toplum ilişkileri, meşruiyetin kaynağı ve kullanımı açısından ciddi görüş ayrılıkları olduğu bilinmektedir.

Kılıçdaroğlu'nun terör meselesinde söyledikleri de oldukça nettir. "PKK şartsız silah bırakmalıdır." Bu kesin ifade, terör üzerinden siyasi güç elde etmek isteyen ve bunu da başta KCK olmak üzere çeşitli örgütsel çalışmalarla, eylemlerle, baskı ve şiddetle, bölgeden bütün Türkiye'ye özellikle büyük şehirlere yayarak, 'çaresizlik sendromu' dediğim etkiyle kullanmak isteyen örgüte, açık bir cevap niteliğindedir.

Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'nin birçok meselesine dönük söyledikleri, iyi niyetli bir siyasetçinin, genel başkanın görüşleri olarak şüphesiz değerlidir. Kamuoyunun beklentisi, bütün bu fikirleri, değerlendirmeleriyeni bir anlayış ve yöntemle, sosyal demokrat bir formda bir programa, bir yaklaşım haline getirme meselesinde düğümlenmektedir.

25.07.2012 Bugün

Bu haber toplam 419 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim