• İstanbul 18 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 22 °C
  • Konya 18 °C
  • Sakarya 21 °C
  • Şanlıurfa 27 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 27 °C
  • Bolu 21 °C
  • Bursa 20 °C

Vedat Bilgin'den: Niye Türk'üz, neden türkü söyleriz

Vedat Bilgin'den: Niye Türk'üz, neden türkü söyleriz
Neşet Ertaş için, sanatçı ve araştırmacı Bayram Bilge Tokel'in üstatla ilgili çok değerli (bu konuda yapılmış en kapsamlı araştırma olan) kitabının adından kalkarak "Bozkır'ın Tezenesi" nitelemesi çok benimsenmiş, çok tutmuş görünüyor.



Türkülerini, uzun havalarını, bozlaklarını kısaca seslerini suya, havaya, toprağa katmışlardır. Bu toprakların bütün acılarını önce onlar kucaklamışlardır. Devlet onları Kafkaslar'dan Balkanlar'a, Horasan'dan Rumeli'ye kadar zaman zaman iskân etmiş, zaman zaman sürgüne göndermiş, zaman zaman katletmiş, zaman zaman da bağrına basmıştır.

Dün turnalar gibi bölük bölük Anadolu'ya gelen Türkmenlerin, bugün bu toprağa sazı, sözü, türküsü, melodisi ses vermektedir. Türkmen'in her şeyi Anadolu'ya karışmış, geriye adı kalmıştır. Milletleşme süreci böyle bir şeydir. Etnik kimliğinizde, geleceğe uzanacak değerde olanları ortaya koyarsınız, o kimliğin varlık alanının üstünde bir mayada hamur ya da hamurda maya olursunuz.

Türkler'in millet oluşunda Türkmenler'in ve akraba toplulukların ilginç ve zengin öykülerinin izleriniDadaloğlu'nda, Pir Sultan'da, Veysel'de, Reyhani'de, Neşet Ertaş'ta bulmak, izlemek zor değildir.
"Türkü söyler dillerimiz/ne güzeldir ellerimiz
Bağlamada tellerimiz/türkü sever
Türkü söyler/Türk'üm diyen."
Neşet Ertaş, bozkırdaki Türkmen'in çığlığıdır. Babası Muharrem Ertaş'tan aldığı sazı, sözü ve geleneği, aslında bir sözlü tarihi, türkü dizelerinde saklayan, melodilerinde gizleyen, bir destana dönüştürerek, millet kültüründe yaşamasını sağlamıştır.

Evvelim kim ahirim ne?

Kültür böyle bir zenginliktir. Onun sembolik içeriği çözümlendikçe, çağrışımları hissedilip, kavrandıkça bugüne yansıyanın sadece bir ses olmadığını, 'hayatın anlamının, biçiminin' üretildiğini görmek mümkün olacaktır. O sıkça söylenilen, hayat tarzı denilen şeyin, hayatı tarza kavuşturan kaynaklardan biri, bu geleneğin taşıdığı değerlerdir. Bunların içerisinde sevgi, merhamet, sabır, saygı, alçak gönüllük, hüzün, hor görmemek yani hoşgörü gibi sayılmayacak, sayılarak değil anlayarak kavranacak birçok erdem vardır.

Niye Türk'üz, neden türkü söyleriz veya dinleriz? Çünkü o türküleri unuttuğumuz zaman, o melodiler bize anlamsız gelmeye başladığı zaman, artık varlığımızın çözüldüğünü, hiçleşmeye başladığını hissetmek istemeyiz.

Onları dinlemeyenlerimiz bile, bu sesin bu topraklarda devam etmesini, istediklerini düşünürüm.
O türküler, bizim göçebeliğimizden yerleşikliğimize, ilk medeniyetimizden son büyük medeniyetimize uzanır. Selçuklu-Osmanlı döneminin tarihi birikimini taşırlar.

Elbette, onların içinde göçebelikten köylülüğe, medeniyete uzanan birçok zamanın ruhu yaşar. Onları bugüne taşımak, geleneksel tarzlar içinde yaşatmak gerektiği kadar, yeni müzik formları içinde sürdürmek de gerekli ve önemlidir.

Orhan Gencebay'ın da Sezen Aksu'nun da Bayram Bilge'nin de yaptıkları budur ve bu devam etmelidir. Neşet Ertaş Türkmen'in çığlığını bir destan yapıptürkülerinde yaşattığı için hep bizimle olacak. Sesi hep bu topraklarda yankılanacaktır.

01.10.2012 Bugün

Bu haber toplam 604 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim