• İstanbul 14 °C
  • Ankara 17 °C

Vefatının 60. Yılında Nazım Hikmetin’in Dervişâne Şiirleri

Mustafa KARA

Osmanlı döneminde doğmuş Cumhuriyet dönemini de idrak etmiş bir çok insan gibi Nazım Hikmet’in de bu tarz şiirleri vardır.

Cümlemizi genelleştirebiliriz: XX. Yüzyılın başında Osmanlı toplumunda yaşayan her şairin konu ile ilgili şiirleri vardır. Bunun birinci sebebi bizim edebiyatımızı besleyen ana damarlardan birinin tekke oluşudur. İkinci sebep Yunus Emre başta olmak üzere türk edebiyatının zirve şahsiyetleri bu kültürün içinde yetişmişlerdir. Nazım Hikmet için bir üçüncü sebep ise Mevlevi dervişi olan Mehmet Nazım Paşa dedesidir.

1840- 1926 tarihleri arasında yaşayan Nazım Paşa bir çok ilde görev yapmış olan bir Osmanlı valisidir. Son görevi Selanik valiliğidir. Torunu Nazım orada 1902 de doğmuştur. Dinî tasavvufî kültürle ilgili Arapça, Farsça’dan tercümeleri olan Nazım Paşa da şairdir .

Böyle bir aile ortamında büyüyen torunun, ilk şiirlerinin bu mecrada olmasında şaşılacak bir şey yoktur. Çünkü o, Selanik mevlevihanesi başta olmak üzere ilahiler eşliğinde dergâhların lahûti atmosferinde yapılan zikirlerin canlı şahididir. Ama gençlik döneminde başka arayışlar onu farklı noktalara taşıyacak, “muhalif olma” karakteri onun başına zaman zaman işler açacaktır.

İdeolojik dalgalanmalar bir tarafa şiirden anlayan herkes onun büyük şairlerimizden biri olduğunu itiraf eder. Şairin bu ilk şiirlerini görmezden gelme hakkımız yoktur. Bazı şairler ilk şiirlerini inkar ederler, bilinmesini istemezler. Bu tavır da doğru değildir. İnsan yaşarken ray değiştirebilir. Ama maziyi inkar etmeye gerek yok .

1921 tarihli şu dörtlüğü Mehmet Akif’i çağrıştırıyor:

Ya Rabbi bahtımız ne kadar kara

Biraz da nurunu yak bu diyara

Bir ışık bu sonsuz karanlıklara

Ya Rabbi bahtımız ne kadar kara

Aynı yıl yazılan şu mısralar Necip Fazıl’ın değil onundur:

Gel ey imanlı gençlik, gel ey beklenen gençlik

Gel ki Anadolu’da senin bükülmez çelik

İmanına azmine ümit bağlayanlar var

Fatih ve İstanbul sevgisini, Sekizyüzelliyedi isimli şiirinde Yahya Kemal ‘e benzer bir uslupla dile getirirken son mısralarında Ayasofya da var:

Devamı: https://www.insaniyet.net/vefatinin-60-yilinda-nazim-hikmetinin-dervisane-siirleri/

Bu yazı toplam 104 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim