• İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C

TYB İstanbul Şubesi Başkanı Ali Ural'ın 2. Edebiyat Mevsimi'ni Açış Konuşması

TYB İstanbul Şubesi Başkanı Ali Ural'ın 2. Edebiyat Mevsimi'ni Açış Konuşması
Değerli basın mensupları, hoş geldiniz. Edebiyat Mevsimi de hoş geldi.

aliuraledebiyatDeğerli basın mensupları, hoş geldiniz.

Edebiyat Mevsimi de hoş geldi. 2009 yılında ilkini gerçekleştirdiğimiz İstanbul Edebiyat Festivali’nin ikincisinin eşiğinde, kültürümüzün aynası olan sizlerle bir araya gelmenin heyecanı içindeyiz. İstanbul ve edebiyat üzerinde durduğumuz iki muhkem zemin. O kadar iç içeler ki tek bir zeminden bile söz edilebilir. Edebiyattan İstanbul’a, İstanbul’dan edebiyata bir akış var yüz yıllardır. Baki’den Nedim’e, Şeyh Galip’ten Yahya Kemal’e, Ahmet Haşim’den Necip Fazıl’a, Nazım Hikmet’ten Attila İlhan’a şairlerin lisanıyla yoğrulmuş bu şehir. Servet-i Fünun’dan , Dergah’a, Büyükdoğu’dan Varlık’a, Diriliş’ten  Papirüs’e edebiyat dergilerini emzirmiş bu şehir. Bu şehir tarihimiz ve geleceğimiz. Sevincimiz, hüznümüz, kavgamız. Dört yüz yılda bize süt gibi bir Türkçe bağışlayan annemiz. Tamlamaların en güzeli: İstanbul Türkçesi.

Ziya Osman Saba, “ Her taşını öpüp başıma koymak istediğim şehir,” demişti onun için. İşte biz bu mısraın İstanbul Türkçesi ve Türk Edebiyatı için verilen emekleri de kapsadığını düşünüyor, o bilinçle düzenliyoruz edebiyat festivalini. Türkçenin kelimeleri olarak görüyoruz çünkü İstanbul’un taşlarını. Bu açıdan baktığımızda İstanbul’la doğrudan ilintili olmasa da Türk edebiyatı için atılan her adımın bu taşlara harç taşıdığını var sayıyoruz. 2. İstanbul Edebiyat Festivali’nin içerik zenginliği bu bakışın bir yansımasıdır. Türk edebiyatının parçalanamaz bir bütün olduğunun ilanıdır. İşte bu seneki sergilerimiz: Faruk Nafiz Çamlıbel, Attila İlhan, Cahit Zarifoğlu... İşte düşünce ve edebiyat dünyamızın onlarca seçkin yazarı, şairi, çevirmeni... Büyük bir buluşma bu. İdeolojik kamplaşmaları elinin tersiyle iten, Türkçenin ve İstanbul’un harcıyla Türk edebiyatının kadim kalesini yükseltmeye çalışan bir devinim. Türk edebiyatına ömrünü verenlere bir vefa borcu.

Edebiyat Mevsimi Büyük Ödülleri’nin vefa ödülleri olduğunun altını çizmek istiyoruz. Zira şiir, hikaye, roman ve deneme dallarındaki bu ödüller bir kitaba değil, edebiyatçının kendi alanında ömür boyu yaptığı çalışmalara veriliyor. Popüler kültürün sis perdesinin gözlerden kaçırdığı bu değerleri işaret etmesi açısından Edebiyat Mevsimi Büyük Ödülleri’nin dikkatle izlenmesi, duyurulması ve tartışılması büyük önem taşıyor.

Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi’nin bu festivali, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın desteği ile gerçekleştirdiğini burada anmalıyız. 6-11 Aralık 2010 tarihleri arasında devam edecek edebiyat mevsimi. Bir Mimar Sinan eseri olan Kızlarağası Medresesi ev sahipliği yapacak bu muhteşem şölene. Şiir, hikâye, roman, deneme, çocuk edebiyatı ve çizgi roman atölye çalışmaları, sergiler, şiir akşamı, sinema gösterimi, İstanbul okumaları, konser, 2010’da Türk Edebiyatı’nın durumunun değerlendirileceği açıkoturum, paneller, söyleşiler ve ödül takdimi...  Bu zenginliğin paylaşılması ve topluma sunulmasında değerli katkılarınızı bekliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

A.Ali Ural

Türkiye Yazarlar Birliği

İstanbul Şube Başkanı

Bu haber toplam 1295 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim