Ve bu savaş; Türk’ü, Kürt’ü, Çerkez’i, Laz’ı, Arnavut’u, Arap’ı, Boşnak’ı, Gürcü’sü ile, bayrağını düşürmemek için yan yana şehit düştüğü büyük vatan savunmasıdır.
Çanakkale; inanç, vatan sevgisi, dayanışma, birlik ve beraberlik duygularının, zamanın en güçlü ve donanımlı ordularına karşı koymadaki üstün başarısını gösteren büyük bir mücadeledir.
Bir düğüne gider gibi kurşunlara atılan kahraman askerlerimizin destanıdır Çanakkale.
..Çanakkale Zaferi… Çanakkale Destanı. Bu destan gerçek; bu destan yaşanmış. Hala kan ve barut kokan Çanakkale dağları ise bu destana şahit…
Kıymetli şeylerin değeri kaybedilince anlaşılır. İşte bu kıymetli değerlerimizi kaybetmeden anlayalım. Çanakkale’de üzerine yağmur gibi kurşun yağarken, mermisi bittiği için tüfeğinin ucuna paslı süngüsünü takıp, bu inançla, bu hırsla, bu aşkla ‘YA ALLAH’ diyerek, ölüme yürüyen nesli unutmayalım. Ve biz bu nesle aşina olalım.
Biz biliyoruz ve yürekten inanıyoruz ki, bizler ve gençlerimiz bu değerleri unutmayarak ve yine şunu çok iyi biliyoruz ki, her kıymetli şeyin bir bedeli vardır. Bu vatanın bedeli de Çanakkale’de.. Kurtuluş Savaşında şehit kanlarıyla ödenmiştir.
Sözlerime son vermeden Mehmed Akif Ersoy’u da anmak isterim. Bakın O istiklal Marşı’ndan sonra yazdığı şu mısralarla bize nasıl sesleniyor ve İstiklal Marşı’nı nasıl anlatıyor:
"Şiir için gözyaşı derleronu bilmek… yalnız
Aczimin gözyaşıdır bence bütün aşarım!
Ağlarım, ağlatmak, hissederim söyleyemem.
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizârım.
Oku, şayet sana bir hisli yürek lâzımsa;
Oku, zira onu yazdım, iki söz yazdımsa…"
Ne mütevazilik değil mi?
Değerli konuklar, hepinizi… bizim buraya toplanmamıza vesile olan Kahraman Şehit ve Gazilerimizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Hepsinin ruhu şâd olsun. Geleceğimiz aydınlık ve açık olsun." şeklinde lonuştu.
Çanakkale için yazılan şiirlerimn okunması ile program son buldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.