• İstanbul 22 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 20 °C
  • Konya 21 °C
  • Sakarya 20 °C
  • Şanlıurfa 24 °C
  • Trabzon 20 °C
  • Gaziantep 22 °C
  • Bolu 13 °C
  • Bursa 18 °C

15 Temmuz’dan 15 Temmuz’lara yediğimiz darbeler

15 Temmuz’dan 15 Temmuz’lara yediğimiz darbeler
15 Temmuz darbe girişiminden sonraki ilk haftalarda Meram Tıp Fakültesi yanındaki caminin kürsüsüne çıkıp bir cuma vaazında FETÖ yapılanmasının özelliklerini bildiklerimden ve gözlemlerinden yola çıkarak on maddede anlatmaya çalışmıştım.

Bir yıl sonra Diyanet İşleri Başkanlığı “Kendi dilinden FETÖ: örgütlü bir din istismarı” adıyla bir rapor yayınladı. Darbe girişiminin ilk haftalarında cami kürsüsünden anlattığım on maddenin de bu raporda yer bulması beni şaşırtmadı. Aslında benim gördüğümü toplumda birçok kimse de görüyordu. Fakat Diyanet İşleri de dahil olmak üzere konuşması gereken birçok kurum ve kişi susmayı tercih ediyordu.

FETÖ'nün hızlı ve hormonlu büyümesinin iki ana etkeni vardı: Himmete dayalı ekonomik büyüme ve bu amaca ulaşmak için bolca başvurulan din istismarı. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Biz istismara açık ve yatkın olduğumuz sürece bizi ve inançlarımızı istismar eden çok olur. Dün onlar, yarın başkaları…

Vahiy kaynaklı bir dinin istismarı için öncelikle onu gönderen Allah'ın istismar edilmesi ve bir Allah tasavvurunun uydurulması gerekiyordu. FETÖ başı da bunu yaptı. Yaptığı konuşmalarda Allah'ı cami kürsüsüne, Muhammed Mustafa'yı (sav) cemaatinin arasına getiriyordu. Haktan ona nida geliyor, Allah'ın planına muttali oluyor, semadakiler ve Resulullah ona iltifat ediyor, Allah o toplulukta tecelli ediyordu. Allah ona sırlar veriyor, onu yüce ve kutsi bir iş için seçiyordu. (Seçildiği kutsi işin ne olduğunu 15 Temmuz'da öğrendik. Onu bu kutsi işe seçenlerin kim olduğu da belliydi zaten.) Seçilmiş bu kişiyi üzen cehenneme gitmekten kurtulamazdı. (Onu üzenlerin başına neler geldiğini de biliyoruz artık: Muhsin Yazıcıoğlu, tahşiye gurubu, Recep Tayyip Erdoğan, Aziz Yıldırım, kamu görevlileri…)

Karşımızda Allah'la konuşan, peygamber ile görüşen, meleklerle ahbaplık eden, ulvi, manevi bir kimse vardı. Yanılmazdı, hata yapmazdı. Ona itiraz eden manevi bir cezaya maruz kalırdı. FETÖ başının peşine takılanlar onu dinledikleri kadar bir de Allah'ın kitabını dinleselerdi, okusalardı aldanmayacaklardı. Ezeli ve ebedi bilen Allah, toplumların başına gelecekleri de biliyor ve uyarıyordu: “Ey insanlar! Allah'ın vaadi gerçektir. O halde dünya hayatı sizi aldatmasın, çok aldatıcı (şeytan) da sizi Allah hakkında aldatmasın” (Fatır Suresi, 5)

Devamı: https://www.dunyabizim.com/15-temmuzdan-15-temmuzlara-yedigimiz-darbeler-makale,218.html

Bu haber toplam 205 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim