Hayat bir ırmak… Hepimiz bu ırmağın bir noktasında ırmakta akıp giden bir sala tutunuyoruz. Tutunduğumuz salın hiçbir şeyini seçme lüksümüz yok. Ne salın kalitesini ne salı kullanan kişiyi ne de sala bineceğimiz yeri seçme hakkımız var. Bu noktada karşılaşacağımız olumlu ve olumsuz durumlar elimizde değil.
İster olumlu ister olumsuz durumla karşılaşalım; esasen bu da pek fark etmiyor. Çünkü irademizde olmadan karşılaştığımız olumlu ve olumsuz durumlar bizlerin gelecekte kullanacağı bireysel tercihini hiç etkilemiyor diyebiliriz. Bazen en olumsuz durumlarda bulunan kişinin, bireysel tercihini en uygun şekilde yaptığını görebilmek mümkün.
Her türlü olumsuzluğun, fakirliğin, acının kol kanat gezdiği bir ortamdan bireysel tercih sonucu Yunus Emre, Fuzûlî, Malcom X vb. çıkabiliyor. Yine her türlü olumlu durumun, zenginliğin, refahın kol kanat gezdiği bir ortamdan da bireysel tercih sonucu Karun, Yezid, Salman Rüşdi vb. çıkabiliyor. Bireysel tercihleri sonucu olumsuzluklar olumluya dönüşürken yine bireysel tercihler sonucu olumluluklar da olumsuza dönüşebilmektedir.
Burada, bireysel tercih diye nitelediğimiz cüzi iradenin sonucu karşımıza çıkmakta. Bunun sebebi Yaratıcımızın bizi akıl nimetiyle donatmasıdır elbette. Akıl sahiplerinin akletme melekesini kullanma veya kullanmama tercihidir bir yerde bireysel tercihimiz.
Aklını, vicdanıyla birlikte kullananlar önlerine kurulan binbir çeşit albenilerle donatılmış tuzaklara düşmekten kurtulurken aklını ve vicdanını kullanmak istemeyenler kurulan her tuzağa sonucunu umursamadan bile isteye atlamaktadırlar. İşte bu atlayış, insanı hüsrandan hüsrana düşürmekte, seraptan seraba koşturmakta. Bu koşturmacanın sonunda koca bir “Hiç-Boşluk” onları beklemekte.
Devamı: https://www.insaniyet.net/akil-ve-vicdan-sahibi-olmak/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.